SAĞLIK BAKANLIĞI'NDAN KAMUOYUNA UYARI:
Sağlık Bakanlığı kamuoyunu, 'bilimsel temeli
olmayan ve üstünkörü yapılan kanser tarama programları'
konusunda uyardı.
Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı'ndan yapılan
açıklamada; son günlerde değişik sivil toplum örgütleri ve
meslek kuruluşlarının, Çernobil Nükleer Santral kazasının
etkilerini ve Karadeniz Bölgesi'ndeki kanser vakalarını araştırmak
üzere bir çalışma başlattığı haberlerinin
kamuoyuna yansıdığı hatırlatılarak, Sağlık
Bakanlığı'nca uzun süredir alt yapısı hazırlanan
Kanser Görülme Sıklığı Araştırması'nın
Eylül ayında Karadeniz Bölgesi'nde başlatıldığı bildirildi.
Açıklamada, Sağlık Bakanlığı'nca başlatılan
bu projenin her yönü ile bilimsel temellere dayandığı ve ciddi
bir hazırlık döneminin sonrasında başlatıldığı
ifade edilerek, proje ile toplumun kanser konusunda doğru ve yeterli
bilgilendirilmesinin hedeflendiği kaydedildi.
"BİLİMSEL VERİLERDEN UZAK, ÇAĞDAŞ
STANDARTLAR DOĞRULTUSUNDA PLANLANMAYAN TOPLUM TARAMA PROGRAMLARI
HALKIMIZI YANLIŞ BİLGİLENDİRİYOR"...
Açıklamada, Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş
Dairesi Başkanlığı'nca yürütülen çalışmanın
dört bileşeni bulunduğu belirtilerek,
"Birinci bileşen; bölge kaynaklı belli kanser doku örneklerinde
radyoaktiviteden etkilenme ile ortaya çıkabilecek özel bulguların
araştırılması ve bunun son gelişen teknolojiye uygun
olarak yapılması,
İkinci bileşen; çevre etkilerinin, yeni tanı konan
kanserlerde yaşayan hücrelerde 'doz etkilenim düzeyi'nin hücresel
seviyede araştırılması,
Üçüncü bileşen; Devlet İstatistik Enstitüsü, Hacettepe,
Karadeniz Teknik ve İzmir Dokuz Eylül Üniversiteleri halk sağlığı
öğretim üyelerinin önerileri doğrultusunda, 'hane halkı çalışması'
yapılmasıdır. Bu çalışmanın bilimsel anket
formları tamamlanmış, görevlendirilecek 100 anketörün eğitimi
yapılmaktadır.
Dördüncü bileşen ise, tüm Karadeniz Bölgesini içeren 'Aktif
Kanser Kayıtçılığı Programı'dır.
Bu konuda çalışan kanser kayıt elemanları bilimsel doğrultuda
eğitimlerini tamamlayarak, yapacakları araştırmanın
planları ile illerinde çalışmalarına başlamışlardır.
Projenin en önemli özelliği, Çernobil Nükleer Santral kazasından
radyoaktivite açısından etkilendiği düşünülen
Trakya'daki bazı bölgelerin de çalışma kapsamına alınmasıdır."
denildi.
Açıklamada, projenin ilk iki bileşeninin bilimsel laboratuar çalışmalarının,
Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji Bölümü ve Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu'nun işbirliğiyle yürütüldüğü bildirildi.
Yukarıdaki açıklama Sağlık Bakanlığının internet sitesinden aktarılmıştır. Bu konudaki soru, görüş, öneri ya da isteklerinizi 'Kanserle Şavaş Dairesi Başkanlığı'na ait kanser@saglik.gov.tr e-mail adresine bildirebilirsiniz.
BİLİMSEL VERİLER(?)
''Bilimsel temeli olmayan ve üstünkörü yapılan kanser tarama programları''
Sağlık bakanlığının bu açıklamasını okurken, daha önceden yapılan ve hâlâ kulaklarımızda çınlayan ve tabiki bilimsel dayanağı olmayan ''Bilimsel açıklamalar'' geliyor aklımıza.
- Aral; "Türkiyede radyasyon yok" - "Dininize, imanınıza inandığınız gibi biliniz ki, Türkiye'de kesinlikle böyle bir tehlike mevcut değildir" - "Radyasyonlu fındıkları Rusya'ya satarak Çernobil'in intikamını aldık" - "Biraz radyasyon iyidir"
- Özal; "Radyoaktif çay daha lezzetlidir"
- Çakıroğlu(TAEK);"Facianın ardından özellikle radyasyonun yoğun olduğu bölgelerde yapılan ölçümlerde, hiçbir vatandaşın vücudunda radyoaktif kalıntıya rastlanmadı"
Sn.Çakıroğlu'nun bu açıklamasından sonra hemen birçok soru işareti beliriyor. ''Hangi bölgelerde yoğun radyasyon var ve bu bölgeler neden şimdiye kadar açıklanmadı ve açıklanmıyor?'' - ''Kimlerin vucudunda nezaman radyoaktif tarama yapıldı?''
Artık inanmak, güvenmek istiyoruz. Geçmişte yaşadıklarımızın tekrarlarını yaşamak istemiyoruz. İnsan sağlığını hiçe sayarak ticari kaygıları ön planda tutan zihniyetin herzaman karşısında olacağız. Bilimsel açıklamaları ve beraberinde gerekli muhtemel tedbirbirleri bunca geç kalınmışlığa rağmen sabırsızlıkla bekliyoruz.
Saygılarımızla.
Lazuri.Com / 14.09.2005 |