FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Birol Topaloğlu'ndan Açıklama ve sitemizin cevabı; / Lazuri.Com

Birol Topaloğlu'nun sitemizde yer vermemizi istediği açıklama ve sitemizin verdiği cevap aşağıdadır.

__________

Birol Topaloğlu'ndan Açıklama

Değerli Dostlar,
Son bir yılı aşkın süredir bazı kişilerce sözlü ve yazılı olarak, gerek kamusal alanda gerekse kendilerine ait internet sitesinde farklı takma isimlerle yazılan yazılarla, insanların hassas duyarlılıkları kullanılarak, bana karşı polemikler içeren, çarpıtılmış bilgilerle insanlar manipüle edilmeye çalışılmıştır. Bu yazılarda cevap verilecek tutulur bir yan olmadığını düşündüğüm için hiçbir kamusal alanda ve sanal ortamda cevap vermedim. Etik olmayan, hakaret içeren davranışlarla kişilik haklarıma yapılan bu haksız saldırılar karşısında hakkımı hukuki yollarla aramayı tercih ettim.

Oluşturulan bilgi bulanıklığı yüzünden kafası karışan ve gerçekleri birebir anlamaya çalışan kültürüne duyarlı bazı samimi kişilerce bu süreçte dört ayrı toplantı girişimi olmuştur. Ancak iddia sahipleri hiçbirine yanaşmamış, ısrarla sanal ortamda yazılar yazmaya, manipülasyona devam etmişlerdir. Bu durum, ahlaki tutumdan yoksun, daha önce kültürel alanda hiçbir üretimde bulunmayan, ancak üreten kişilere saldırarak yer edinmeye çalışan bazı kişilere fırsat yaratmıştır. Son olarak 23 Ocak 2007 Salı akşamı; Laz kültürüne emeği geçmiş duyarlı bir grubun ortak çağrısı üzerine 30 kişilik katılımla bir toplantı gerçekleşmiştir. Bu çağrıyı samimi bulduğum için ve anlamsız polemiklerin sona ermesi umudu ile toplantıya katıldım. Ancak iddia sahipleri gene katılmamış, katılımcılara çeşitli mailler atarak ya da farklı yollarla toplantıyı sabote etmeye çalışmışlardır. Toplantıda katılımcılara genel olarak bugüne kadar yaşanan süreci şahsım adına ilk ağızdan aktarmış oldum. Bu vesile ile sizlerle de bu süreci paylaşmak istedim.

1. Yeşil Yayla Festivali
Bilindiği gibi şahsımın ve Kutay Derin Kugay'ın girişimiyle ve pek çok gönüllü çalışanın katkısıyla 25-26-27 Ağustos 2006 tarihlerinde Rize'nin farklı ilçelerinde, çevreye ve kültürel değerlere duyarlı alternatif bir festival olan 1.Yeşil Yayla Kültür, Sanat ve Çevre Festivali başarılı bir şekilde sonuçlandırılmıştır. Arhavi kökenli olan ve yaklaşık kırk yıldır Amerika'da (San Francisco'da) sisteme muhalif kimliğiyle yaşayan, San Francisco World Music Festivali kurucularından Kugay profesyonel organizatör ve müzik yapımcısıdır. Kutay Kugay'ın organizasyon deneyimleri ve benim müzikal birikimlerimle güç birliği oluşturarak Doğu Karadeniz'de kültürel ve çevresel değerlere dikkat çekmek ve yaşatmak adına uluslararası alternatif bir festival gerçekleştirmek ortak hayalimizdi. Bu hayalimiz; zaman içersinde kültüre emeği geçen kişilerle de paylaşılmış, fikirleri alınmıştır. Festival, dünyada kültürel ve biyolojik çeşitliliği korumaya yönelik önemli projelere destek veren ve merkezi yine San Francisco'da bulunan The Christensen Fund (TCF) adlı vakfın ana sponsorluğunda ve Türkiye'den pek çok saygın kişi, yerel belediyeler ve kurumların da desteği ile gerçekleştirilmiştir. Bu proje, Kutay Derin Kugay'ın bağlı olduğu Door Dog Music Productions yürütücülüğünde ve benim sorumluluğumda yapılmıştır. Bu festival kapsamında resim sergisi, çevre panelleri, destan gecesi, gençlik ve çocuk korosu ve tiyatrosu, kadın horon grubu, belgesel film gösterimi, yayla yürüyüşü ve bir konser yer aldı. Festival etkinlikleri hakkında tüm detaylı bilgilere www.yaylafest.org sitesinden ulaşabilirsiniz.

Festival Sponsoru TCF (The Christensen Fund)
TCF Vakfı yetkilileri ile 2001 yılında Kalan Müzik 'in sahibi Hasan Saltık aracılığıyla tanıştım. Bu görüşmede yerel kayıtlarımı dinletme ve projelerimden bahsetme imkanı buldum. 2004 Mayıs ayında İstanbul'da düzenlenmesi düşünülen dünyanın en önemli etnik müzik festivallerinden olan " The Strictly Mundial Dünya Müzik Festivali" kapsamında TCF'in desteğiyle benim yönetimimde "Laz Project" adını verdiğim, kapsamlı bir sahne gösterisi hazırlanmıştır. Burada söylemek isterim ki; bugün bu saldırıların başını çeken kişi, o dönemde bu projede danışman olarak yer almıştır. Ancak bilemediğim nedenlerden dolayı bu büyük festival organizasyonu gerçekleşemediği için; benim sanat yönetmenliğimde hazırladığım bu gösteri sahnelenemedi. Ancak TCF ile karşılıklı güven ortamı içinde proje tamamlanmış ve arşivlenmiş oldu.

Dünyanın pek çok yerinde farklı amaçlarla çalışma yapan, projelere destek veren vakıfların varlığı bilinmektedir. Bu tür vakıflara şüphe ile bakmak insanların en doğal refleksidir. Ancak, Türkiye'de ya da dünyanın herhangi bir yerinde yürütülen bir projeye; AB, Amerika veya başka bir ülkedeki bir vakıfça desteklenmesine şüphe ile bakmaktan öte, körü körüne karşı çıkmak, bugün yaşadığımız tarihsel süreci göz ardı etmek demektir. Ayrıca bu durum; ülkelerin halklarını ve sivil toplum kuruluşlarını tümden devlet politikalarıyla özdeş tutmaktır. Artık; kültürel-ekolojik değerlerin korunması sorunu, çevresel sorunlar sınırların ötesinde, tüm dünya insanlarının küresel ve ortak sorunu haline gelmiştir. Bu tür sorunların çözümü için dünyanın pek çok yerinde sivil toplum örgütlerinin (NGO) ortak çalıştıkları bilinmektedir.

TCF (The Christensen Fund)'in daha önce iddia edildiği gibi Soros 'la hiçbir bağlantısı yoktur. Kurum dünyanın pek çok yerinde kültürel ve ekolojik çeşitliliği destekleyen bir aile vakfıdır. Türkiye'de de şu an Kars'ta devam etmekte olan Kars Belediyesi'nin ve birçok kurumun da desteklediği " Cultural Revitalization of Kars: Conservation, Living Culture Preservation and Socio-Economic Development in Kars, Anatolia, Turkey" adlı projeye katkı sağlamaktadır. Detaylı bilgi için; www.christensenfund.org

Proje Bütçesi
Festival projesi tümüyle açıklık ilkesi gözetilerek yapılmış, bu yüzden de harcamalar şeffaf bir şekilde belgelenmiştir. Projenin ana yürütücüsü daha önce belirttiğim gibi San Francisco'daki Door Dog Music Productions adlı vakıftır. 2005'te projesi Kutay Derin Kugay tarafından hazırlanan ve 2007'de yapılması öngörülen festivalin hazırlık bütçesi toplamı $88.000'dır. Bunun $ 34.950'ı Türkiye'de ve 10 ay sürmesi planlanan hazırlıklar için kullanılmıştır. Bu bütçeye; proje sorumlusu, danışmanlar, eğitmenlere ödenen ücretler, dernek-kültür merkezi giderleri, yöreye ve yöre içi ulaşım, konaklama masrafları vb. dahildir. 2006 pilot festivalin $ 37.000'lik toplam bütçesinin ise yaklaşık $ 19.000'ı Türkiye'de yine benim sorumluluğumda kullanılmıştır. Bu bütçeye de; profesyonel ses-ışık sistemi, sanatçıların, katılımcıların ulaşım, konaklama vb. tüm masrafları dahildir. Vurgulamak isterim ki; festival projesi kapsamında gerek yıllarca emek vererek edindiğim müzikal, sanatsal kariyerimi ve kişisel prensiplerimi, gerekse Türkiye'deki hassasiyetleri gözeterek, ileriye dönük karşılaşılabilecek olumsuzlukları önlemek adına karşılıklı olarak detaylı bir sözleşme imzalanmış ve tarafların hassasiyetleri güvence altına alınmıştır.

Kazım Koyuncu
Festivalde etkinlikler kapsamında yönetmen İlkay Nişancı 'nın yapmış olduğu, çayın bölgeye ve Laz kültürüne olan etkisini anlatan belgesel film "Bir Yudum Bekleyiş" in gösterimi Kazım Koyuncu anısına yapılmıştır. Böyle bir festivalde, Laz kültürünün geniş çevrelere tanıtılmasında önemli katkıları bulunan sanatçı Kazım Koyuncu 'nun adını anmak istedik ve bunun doğru olduğuna inandığımız için gerçekleştirdik. Bu durumu bile Kazım Koyuncu'nun ismini kullandığımı ileri sürerek saldırı malzemesi yapmışlardır. Bu yolla da; bugün hayatta olmayan Kazım Koyuncu ve hayranları ile beni karşı karşıya getirmeye çalışmışlardır.

MESAM (Türkiye Musikî Eseri Sahipleri Meslek Birliği)
Gerek hazırlık safhası gerekse festival süresince yürütülen bu anti-propagandalara ve engellemelere rağmen festival amacına ulaşmıştır. Festival hakkındaki karalama çabaları sonuç vermeyince benim adıma Mesam'a kayıtlı eserler hakkında yine kendi web sitelerinde çarpıtılmış bilgiler vererek saldırılarını sürdürmüşlerdir. Bu yolla Laz müziğine ve kültürüne duyarlı kitlelerin haklı hassasiyetleri üzerinden polemik yaratılmak istenmiştir. Bu vesile ile açıklamak isterim ki; eser sahipleriyle ilgili telif hakları konusunda sorumlu yapımcı firma Kalan Müzik 'tir. Heyamo ve Aravani albümlerinde yer alan anonim ve sahibine ulaşılamayan eserler o yıllarda (1997-Heyamo/2000 Aravani) MESAM'ın uygulamasında " derleyen ve kaynak kişi " olarak kaydedilemediği için ve yasal boşluktan kaynaklanan bu durumda, eserlerin kötü niyetli kişilerce kullanılmasını önlemek amacıyla Kalan Müzik tarafından geçici olarak söz ve müziklerin sahibi Birol Topaloğlu olarak bildirilmiştir. Ortaya çıkan bu uygulama beni de rahatsız etmesine rağmen, o dönemde kültürel alanda birlikte çalıştığım kişilerle de paylaşılmış ve Laz halk şarkılarının bu vesile ile korunabileceği düşüncesiyle kabul görmüştür. Ancak albüm kartonetlerinde tarafımca gerekli hassasiyet gösterilmiş, o günkü bilgiler ışığında eser sahipleri hakkında detaylı bilgiler yer almıştır. Kısacası, bugün bu durumu gündeme getiren kişiler süreçten haberdardırlar. Mesam'a 2002 yılına kadar kayıtlı olmayışım göz önüne alınırsa bu uygulamanın tarafıma gelir sağlamak amaçlı yapılmadığı anlaşılacaktır. Özellikle bilinmesini isterim ki; eserler hakkında gerçek bilgilere ulaştıkça, Mesam'a gerekli değişiklikler için başvuru yapılmaktaydı. Özetle MESAM'a adıma kayıtlı eserlerdeki değişiklikler tamamlanmıştır. Telif hakları konusundaki yasal boşluktan faydalanarak, yıllarca birçok kişinin anonim şarkıların hem sözlerini hem de müziğini yozlaştırarak haksız kazanç elde ettiği bilinmesine rağmen, bu konuda hedef kişi olarak benim gösterilmem haksızlıktır. Bu kişiler; müzik alanında sahip olduğu saygınlığı ile dünyada kabul gören Kalan Müzik'in gönderdiği konuyla ilgili açıklamasını kendi web sitelerinde çarpıtarak yayınlamışlardır.

Ardeşen'de Fırtına Kültür Merkezi
Festivale ev sahipliği yapmak; hazırlık çalışmalarını yürütmek, dernek veya kültür merkezi oluşumuna ön ayak olmak için mekan arayışımıza uygun tek tarihi eser Eski Ardeşen Kaymakamlık Binası olmuştur. Sahibi tarafından özüne sadık kalınarak restore edilmiş bu binanın festival vesilesiyle kültür merkezi ya da dernek olarak kullanılması amaçlanmıştır. Bu amaçla Ardeşen Fırtına Kültür Merkezi adı altında olarak aktif hale getirilmiştir. Merkez festival öncesi ve süresince birçok etkinliğe evsahipliği yapmıştır. Yapılan anti-propagandalar sonucu bu kültür merkezi ve dolayısıyla şahsım radikal gruplar tarafından hedef gösterilmiş, adeta teşhir edilmeye çalışılmıştır. Fırtına Kültür Merkezi bugün ekonomik sebeplerle kapanma tehlikesi yaşamış, yöreden gönüllü bir kişi tarafından hem adını yaşatmak hem de işlevini sürdürmek için yöresel yemeklerin de yapıldığı bir mekan olarak yaşatılmaya çalışılmaktadır.

Sonuç
Gerek Amerika Birleşik Devletleri'nin yürüttüğü emperyalist dış politikalar yüzünden, gerekse Türkiye'de ve dünyada son dönemde yükselen her türlü milliyetçilik ve gericilik akımları sebebiyle, festival bahanesiyle yürütülen antipropaganda sonucu yayılan dedikodular, kültür sanattan yoksun bırakılmış, hiçbir şeyi sorgulamadan, körü körüne söylenenlere inanan bazı kesimlerde yer bulmuştur. Gerek hazırlık gerekse festival süresince karşılaştığımız her kesimden gericilerin ön yargı ve engellemeleri bu acı gerçeği görmemizi sağlamıştır.

Hoşgörünün hızla azaldığı, ayrımcılığın körüklendiği, insan ilişkilerinin yozlaştığı, çevresel ve kültürel değerler için neredeyse hiçbir duyarlılığın varlık göstermediği, doğayla birlikte tarihimizin de yok edildiği, estetikten yoksun çarpık kentleşmenin yaygınlaştığı günümüzde kültür, sanat adına yapılan bu girişimin baltalanmak istenmesi üzücüdür.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen; daha yaşanılır bir dünya için gayret gösteren, hatta bu uğurda büyük bedeller ödeyen insanların varlığı ümidimi devam ettirmektedir. Geniş çevrelerce sahiplenilmesi ve gelenekselleşmesi umuduyla öncülük ettiğim Yeşil Yayla Festivali'nin ikincisinin hazırlıklarına danışman olarak desteğimi sürdürmekteyim.

Müzikal kariyerimi yıpratmaya yönelik saldırılara karşı verilecek en iyi cevap bugüne kadar yaptığım ve yapacak olduğum sanatsal ve kültürel çalışmalardır. Bu talihsiz süreçte tüm gerçekler açıkça ortada olmasına rağmen, anti-propagandaların az da olsa zemin bulması insanların ne denli manipülasyona açık hale getirildiğini göstermektedir. Son olarak bilinmesini isterim ki; müzik çalışmalarıma ilk günkü gibi heyecan ve azimle devam etmekteyim. Bu heyecanlarımı sizlerle paylaşmak dileğiyle…

Saygılarımla,
Birol Topaloğlu / 01 Şubat 2007

__________

 

B.Topaloğlu'na Hatırlatma Notları

Kısa bir süre evvel sitemizde üç kişinin imzası ile "Zorunlu bir açıklama" yapılmış ve Birol Topaloğlu'nun Amerikan menşeli vakıftan fon alma serüvenine olabildiğince tanıklıklar aktarılmıştı.

Bu açıklama aslında bu olaya tanıklık edenlerin ısrarla vurguladıkları gibi bir sondu, işin özü söylenecek de başka bir şey yoktu. Ancak son dönemde Ahmet Hacaloğlu'nun başını çektiği bir grup ve Birol Topaloğlu'nun yoğun çabalarıyla bir "Ortak Çağrı" yayınlandı. Bizim gayri ciddi ve gayri samimi bulduğumuz bu girişimi, Ahmet HACALOĞLU'nun yeni bir hareket başlattığı şeklinde yorumlayanlar da oldu. Akabinde Birol Topaloğlu sitemizde yayınlanma talebiyle bir açıklama gönderdi.

Süreci şöyle bir özetlersek;
1-
Ağustos 2006'da sitemizde Amerikan menşeli bir vakıftan alınan fonlarla gerçekleştirilen bir organizasyonda Anti-emperyalist kimliği ve duruşu herkes tarafından çok iyi bilinen Kazım Koyuncu adının kullanılmasına karşılık bir basın bildirisi yayınlanmıştır.

2- B. Topaloğlu, demokratik haklarını kullanarak fikir beyan eden kişilere karşı cevap vereceği yerde, büyük bir hoşgörüsüzlük örneği göstererek İsmail Bucaklişi ve Mehmedali Beşli hakkında çok sayıda adli ve idari merciye şikayetlerde bulunmuş, ihtarnameler yollamış ve dahası konuyu çatışmaya dönüştürmüştür.

Kime, nereye kısaca listeleyelim:

Birol Topaloğlu'nun İsmail Avcı (Bucaklişi) hakkındaki suç duyuruları:

  1. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı
  2. Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı
  3. Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı
  4. Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı
  5. Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı
  6. Rize - Fındıklı Cumhuriyet Başsavcılığı
  7. Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesine 15 bin YTL'lik tazminat davası

Ayrıca,

  1. Milli Eğitim Bakanlığı
  2. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü
  3. İsmail Avcı'nın halen öğretmenlik yaptığı okula "Öğretmenliğe yakışmayan davranışlarda bulunduğu" gerekçesi ile şikayetlerde bulunmuştur.
  4. Bunun haricinde gene Birol Topaloğlu tarafından İsmail Avcı'ya üç adet ihtarname gönderilmiştir.

Birol Topaloğlu, Mehmedali Barış Beşli'yi İstanbul Barosu'na şikayet etmiş, Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı'na da suç duyurusunda bulunmuştur. Ayrıca bir adet ihtarname göndermeyi de ihmal etmemiştir. Bunca şikayet, ihtarname ve suç duyuruları yetmemiş olacak karalama amaçlı ortak bir yazı kaleme alınmış ve Selma Koçiva imzasıyla yayınlanmıştır.

Şimdi gelelim Ahmet Hacaloğlu'nun iyi niyetli girişimlerine;
Av. Ahmet Hacaloğlu, bundan yaklaşık 3 ay evvel nedenini bilemediğimiz bir tavır değişikliği ile Birol Topaloğlu'nun isteği üzerine arabuluculuğa soyunmuş, bu arabuluculuğun hemen akabinde İsmail Avcı'ya bir adet ihtarname yollanmış ve hakkında Beykoz Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.

Av. Ahmet Hacaloğlu'nun Ocak 2007'de Ortak Çağrı metni ile kamuoyuna duyurduğu ve 30 kişinin katılımı ile gerçekleştiği iddia edilen toplantıdan bir hafta sonra gene İsmail Avcı hakkında İstanbul-Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı'na da bir adet suç duyurusu yapıldığı ortaya çıkmıştır.

Ogni sürecinden sonra 12 yıl boyunca tamamen sessliğine bürünen Ahmet Hacaloğlu'nun, sorunları çözmek(!) üzere önderlik ettiği bu girişimlerin ne derece başarılı olduğu böylece ortaya çıkmıştır!...

Esasında B. Topaloğlu, ona göre sorun her ne ise çözüm yeri olarak adli ve idari makamları seçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nde sorunların çözüm yeri mahkemelerdir. Burada endişe edecek bir durum söz konusu değildir. Şikayet etmek anasayal bir haktır. Ancak hakkın kötüye kullanılması diye de bir madde vardır. Hiç kimse haksız yere mahkemelerin, tanıkların zamanını boşa harcayamaz, öyle ise bu şikayetlerin geri alınmasını hiç kimsenin istemeye de hakkı yoktur. Mesele mahkemelere intikal etmiştir. Şimdi sıra adaletin vereceği kararı beklemekte.

Hal böyle iken B. Topaloğlu şimdi neyin uzlaşmasını ya da çözümünü istemektedir? Ya da hukuki meseleleri iyi bilen Ahmet Hacaloğlu Kırım neye çözüm üretmeye çalışmaktadır? Bunların cevabını zaman verecek elbette...

B.Topaloğlu'nun bazı iddiaları hakkında kısaca açıklama yapmak gerekirse;
1-
B. Topaloğlu, en başından beri her konuda İsmail Avcı'yı öne çıkarmaya çalışmakta, adeta hedef göstermektedir. "The Strictly Mundial Dünya Müzik Festivali" adını verdikleri projede İsmail Avcı'nın danışman olarak yer aldığı bilgisi tamamen yalandır, kamuoyunu manipüle etme ve kafa karışıklığı yaratma çabasıdır. İ. Avcı birçok konuda olduğu gibi B.Topaloğlu'na ancak akıl fikir verme babında destekte bulunmuş olabilir.

2- B. Topaloğlu'nun MESAM'da başkasına ait olduğunu(Ayhan Alptekin, Hasan Helimişi, Yaşar Turna, Lela Belkania ve anonimler) bilmesine rağmen üzerine geçirdiği eserler hakkında Lazuri.com'un verdiği çarpıtılmış bilgi hangisidir? Şayet "Sanatçı etiği ve Birol Topaloğlu" başlığı ile yayınlanan yazıda herhangi bir yanlış bilgi verilmişse Lazuri.com hatasını derhal düzeltecektir. Ancak B. Topaloğlu öncelikle "çarpıtılmış" dediği bilginin ne olduğunu açıklamalıdır!

Biz biliyoruz ki, MESAM'da bildirimde bulunan yapımcı şirket değil, eser sahibinin kendisidir. Bu konunun Kazım Koyuncu'nun da içinde olduğu kişilerce defalarca tartışıldığı doğrudur, ancak verilmiş herhangi bir karar yoktur. B. Topaloğlu'nun kendisine "bu biliniyordu" şeklindeki ifadesi gerçek dışıdır. " Eserler hakkında gerçek bilgilere ulaştıkça, Mesam'a gerekli değişiklikler için başvuru yapılmaktaydı." İfadesini ise anlamak mümkün değildir. Zira eserlere ait bilgiler kendi albüm kartonatlerinde de mevcuttur. Daha sonra ulaşılmış bir bilgi değildir. "Koruma amaçlı üzerine aldığı" bilgisi de doğru değildir. Volkan Konak, Didou Nana şarkısını Türkçeye çevirip okuduğunda B. Topaloğlu hiç bir koruma girişiminde bulunmamıştır. Kaldı ki, Ayhan Alptekin, Ahmet Güngör, Hasan Helimişi, Lela Belkania gibi sanatçıların eserlerini sahiplenmek ve üzerine geçirmek "koruma amaçlı yapıldı" gibi bir argümanın arkasına sığınılabilecek cinsten değildir.

3- B. Topaloğlu MESAM'a beyan ettiği eserler konusundaki açıklaması samimi değildir. Yoksa, söz ve müziği Mustafa Tezcan'a ait olduğu, bizzat kendisi tarafından yazılı ve sözlü olarak defalarca duyurulan "Ey Mustafa" adlı eserin bestecisi hala Birol Topaloğlu gözükmezdi. Herkesin çok iyi bildiği "Ma bulur Abu Abu" adlı anonim Laz halk şarkısının kendi bestesi olduğu iddiasını sürdürmezdi.

4- B. Topaloğlu'nun hoşgörüden bahsetmesi ise komiktir, samimiyetten uzaktır, gayri ciddidir. Bir insanın çalıştığı iş yerine(baro, okul) haksız yere şikayette bulunmanın anlamı nedir? Bu insanları ola ki işten attırmak ve onu "açlıkla terbiye etmek" mi?

5- B. Topaloğlu "...şahsım radikal gruplar tarafından hedef gösterilmiş, adeta teşhir edilmeye çalışılmıştır." demekte, adeta mağdur röllerini oynamaktadır. Oysa, B. Topaloğlu bu "radikal gruplar"a değil bununla ilgili İsmail Avcı hakkında suç duyurusu yapmayı daha uygun bulmuştur. Hemen sonrasında ise, İstanbul'da gene "radikal" dediği bu gruplarla aynı komitelerde yer almaktan, dergilerinde boy göstermekten de geri durmamıştır.

6- Fırtına Kültür Merkezi adını verdikleri merkezin ekonomik sebeplerden dolayı kapanması inandırıcı değildir. Çünkü, bu tip projelerde para gerektiren her bir kalem en ince ayrıntısına kadar hesaplanmakta ve giderler kısmında gösterilmektedir. Böylesine şişik bütçeli bir projede "parasız kaldık" imajı yaratmak kolay olmasa gerek!...

Burada bizler açısından kaygı uyandıran nokta, Laz müziğiyle adı duyulan birinin Amerikan menşeli bir vakıfla ilişkilenmesinin gelecekte doğurması muhtemel politik sonuçların verebileceği zarardır. Artk bu projenin kimler tarafından yapıldığı, sorumlu ya da sorumlularının kim oldukları ortadadır. Dolayısıyla bu bağlamda konuşacak bir şey de kalmamıştır.

Üçlü imza ile yayınlanan "Zorunlu açıklama"da belirtildiği gibi ne yazık ki "yalan ve dolan bir kenara bırakılmış" değildir. Buna rağmen demokratik teammüller açısından kendisine söz hakkını kullandırmış olduk. B. Topaloğlu'nun açıklaması aynı zamanda sitemizin forumuna da konacak, orada isteyen kendi görüşünü de belirtebilecektir. Lazuri.Com'un kuruluş amacı; Yok olma teklikesiyle karşı karşıya olan Laz Dili ve Kültürünün dirilmesine bir nebze de olsa katkı sağlamanın yanısıra, kültür talanına da karşı durmaktır. Burada adı geçenlerden her kim olursa olsun bizce yanlış olanı söylemekte şimdiye kadar çekinmedik, çekinmeyeceğiz de.

Saygılarımızla.
Lazuri.Com / 05.02.20007

_______________________

Konuyla alakalı, daha önceden yayınladığımız başlıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Zorunlu Bir "Yol Ayrımı" Hikayesi ¤ 23.12.2006
Kalan Müzik Açıklama ve Lazuri.Com ¤ 23.11.2006
SANATÇI ETİĞİ VE BİROL TOPALOĞLU ¤ 18.11.2006
Basına ve Kamuoyuna (Yeşil Yayla Hakkında) ¤ 20.08.2006

   

 
Copyright © 2002-2024 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.