11.03.2006
Yürekli Basın Mensuplarımıza,
Rize Fındıklı'da ulusal servet kıyılarımızın katledilmesini durdurmak için açılan ve “Türk Milleti adına” kazanılan mahkeme kararların arkasından kıyımı işleyenler bu bölümdeki “SİT: koruma alanı” özelliğinin kaldırılması yönünde hileye başvurmuşlardır. Ulusal servetlerimizin katledilmesini gerçekleştirebilmek üzere “SİT” özelliğini, mahkemeyi kazanmamızdan kısa bir süre sonra kaldırtmışlardır. Profesör Yılmazer'in deyişiyle, bu saldırganlara karşı ulusal servetlerimizi korumak, Anayasamızın 56. maddesine göre bir yurttaşlık ve insanlık görevidir. T.C. TRABZON İDARE MAHKEMESİ (ESAS NO: 2005/346) TÜRK MİLLETİ ADINA verdiği karar oybirliği ile alınmıştır . [2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 43. maddesinde: kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu ........ ..... 3621 sayılı Kıyı Kanununun 1. maddesinde ...... .......... genel esaslar başlıklı 5. maddesinde kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olduğu, (...) ........ 20.07 2005 tarihinde] Başbakan RTE 3D (deniz – dere – dağ) katliamına hız verin komutunu, 2003 sonu ve 2004 başında Rize'de, ilgili kıyımcı gurupla yaptığı toplantılarda verdi. Oysa 11 Ocak 2003 tarihinde ulusal bir tavırla alınan ve Karayolları Genel Müdürlüğü'ne de gönderilen KM.0.00.000/93 kayıt no'lu bir yazı (Belgeyi) aşağıda bilgilerinize sunuyoruz. BELGE: . “...... Karadeniz'de (Fındıklı gibi) yapımına başlanmayan kesimlerde geçkinin deniz dolgusu yapılarak sahilden geçirilmesi yerine, güneyden (dağ tarafından) geçirilmesi konusunda gerekli çalışmaların hızlandırılarak yapılmasını önemle rica ederim .” Bakan Zeki Ergezen
Ulusal Kurtuluş Savaşı vermiş, 7 işgalci düveli yenmiş ve ezilen uluslara örnek olmuş bir ulusun Bakanına yakışır şekilde bu karar alınmıştı. O gün bakanı ayakta alkışladık. Ancak, bu onurlu davranış bir hafta sürdü. Deniz – Dere - Dağ (3D) katliamlarına, daha da, hız verilmiştir.
Van YY Üniversitesi Ulaşım Ulusal Çalışma Grubuna yaptırdığımız projede deniz dolgusunun üçte biri maliyetine denize tek taş atmadan geçilebildiği kanıtlanmıştır. Teknik bilirkişiler de bu durumu raporlarıyla mahkemede doğrulamıştır.
Lütfen kararı siz verin. Neden dağımızı, deremizi ve denizimizi katlediyorlar? Bunlar sözleşme maliyetlerini katlarken neden bir yetkili hesap soramıyor?
Uluslararası tanıma göre [Yılmazer (2006)'nın Kayadeniz kitabından);
- İhale fiyatının %20 artması affedilebilir.
- %50 artışa neden olanların ehliyetleri (diplomaları) ellerinden alınır.
- %100 yanılmada ise; dürüstlükte çürüme olup hırsızlık söz konusudur.
- %200 yanılmada işin sahibine, yani ulusumuza ihanet söz konusudur.
- Bunlar fiyatları %500'ün üzerinde arttırdıklarına göre; bunları cesaretlendiren R.T. Erdoğan ve ekibini hangi guruba sokacaksınız? Lütfen bizi de bilgilendirin.
Şu anda yüksek mahkemede karar beklenirken ve elerindeki tüm olanakları seferber etmelerine karşın 200'ün üzerinde insanımızın sadece Fındıklı'da ulusal servetlerimizi korumak için imza vermiş olması da bunları engelleyemedi. Yurdunu -doğasını seven ve insanlığa saygısı olan herkesi bu saldırılara karşı koymaya çağırıyoruz.
Denizde sadece deniz yolu olur. Karayolu değil. Denizyolu, demiryolu ve kuşaklama karayolu bu yoldan 100 kat daha işlevseldir ve daha da ucuzdur.
Onursuzlara karşı verilen bu onurlu mücadelede; büyük insan hukuk danışmanımız sayın Cihan Ereni şehit ettiler. Ulusal servetlerimizi korumada binlerce şehit vermeye de hazırız. Yılmazer'in (1990) “Doğayı Sev Asla Meydan Okuma” özdeyişi yine kanıtlandı. Denizin kafası olarak adlandırılan kıyı şeridini kesen katille,r bunun hesabını mutlaka verecekler. RTE yine doldurur ve katlederiz diyor. Bir Allah'ın kulu çıkıp ta kimin parasıyla dolduruyorsun diye soramıyor. Ama biz soruyoruz. Çünkü bizler Ulusal Kurtuluş Savaşı vermiş bir Ulusun Çocuklarıyız. Asla onun bunun değil. Atalarımızın kemiklerini sızlatamayız. Saygılarımla,
Fındıklı – Aksu Mah. Muhtarı Musa Özçiçek
Lazuri.Com |
