8 mart kadın haftasında panel konusu olan Laz kadınının tanımı değişmedi:

Güçlü, çalışkan ve fedakar...
İSTANBUL- Mjora panel dizisine bir halka daha eklendi. Daha önce sırasıyla ; Lazlarda sosyo kültürel değişim, Zuğaşi Berepe, Ogni süreci ve Karadeniz Ansiklopedisi'nin konu edildiği panel dizisinin beşincisinde Laz kadınları konuşuldu. Konuşmacıların da Laz olduğu panelde çok sayıda erkek dinleyici yer aldı.

Kadın, yedek işgücü deposu
8 mart kadın haftasında, “Tarlada geçen ömür: Laz kadınları” başlığıyla duyurulan panelde konuşan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç.Dr. Çiğdem Şahin, sunumunu “Dünyada, Türkiye'de ve Karadeniz'de kadın” olarak üç bölümde özetledi. Kadınların ezilmesi ve sömürülmesinin bütün dünyada bir sistem sorunu olduğunu söyleyen Şahin, “Kapitalist sistem, hiçbir zaman işsizliğin tamamen ortadan kaldırılmasını istemez. Bunun nedeni ücretlerin düşük tutulmasını sağlamaktır. Yedek iş gücünün bir köşede hazır bulunmasını ister. Bu yedek iş gücünü de bütün dünyada erkeklere göre daha düşük oranda ücretlendirilen kadın emeğinden sağlar.” dedi.

Sorun hepimizin
Dünyadaki diğer ülkeler gibi Türkiye'de de kadınların çalışma ve ev hayatı dahil olmak üzere her alanda ezilme ve sömürülmeyle karşı karşıya olduğunu belirten Şahin, “Bir yerde bir kadın eziliyorsa ya da sömürülüyorsa, birimizin annesi, kız kardeşi ya da karısı eziliyor demektir. O nedenle sorun, sadece kadınların değil aynı zamanda erkeklerin de sorunudur ve mücadele birlikte verilmelidir.” dedi.

Laz kadını doğayı okuyarak bilgeleşir
Panelin birinci bölümünün sonunda söz alan Filiz Acar, Laz kültürü ve geleneğinin bir temsilcisi olarak panelde bulunduğunu belirterek “Karadeniz'de kadınlar çalışır, erkekler kahvede oturur” şeklindeki yaygın kanıya dikkat çekti ve dinleyicilere dönerek “Erkek çalışmıyorsa bölgede bulunan çok odalı konakları, evleri ve serendeleri kim, ne ile yapıyor, baltayı, kazmayı, küreği, çekici kim kullanıyor, çiviyi kim çakıyor” diye sordu ve bağında bahçesinde çalışarak evinin ihtiyaçlarını karşılayan Laz kadınının doğayı okuyarak bilgeleştiğini ve yaşlandıkça sözünün dinlenirliğinin arttığını, erkeklerin ise gurbette para getirecek işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını söyledi.

Beyoğlu'nda bulunan Tarih ve Toplum Bilimleri Enstitüsü'nün ev sahipliği yaptığı panelin ikinci bölümünde 93 harbi diye anılan Osmanlı-Rus savaşından kaçarak Batı Karadeniz ve Marmara bölgesine yerleşen Lazlar'da kadının durumu ele alınarak eğitimden yararlanma ve mirastan pay alma gibi konular bizzat orada yaşamış kadınlar tarafından örneklerle ortaya kondu.

Lazuri.Com