FOLKLOR
(HALK BİLİMİ)
Bir
bilim dalı olan (Folklor –Halk Bilimi)’ nin değişik
açılardan tanımı; Folklor terim olarak Türkçe ye
çevrildiğinde, “Folk: halk, Lore: bilim, bilgi” karşılığı
halk bilgisi yada halk bilimi anlamını taşır.
-Folklor
bir gelenek bilimidir ve eski, devamlı, yaygın olan halk
sanatları ve de halk endüstrisini inceler.
-Folklor
siyasi ve de sosyal bilimlerin köken kitabıdır.
-Folklor
uygar yaşamda, halk yaşayışını inceler.
Folklor hiçbir aydının öğretemediği ve halkın
kendi kendine öğrenmiş olduğu efsane, öykü, halk
şarkıları, bilmece, söz düzeni vb gibi bir çok bilgileri
kapsar.
Kısaca;
Folklor, az gelişmiş ulusların inanış,
gelenek, göreneklerinin ansiklopedisidir…
Ayrıca
toplumsal konuşma dilinde folklor terimi yanlış anlaşılmakta
ve de, halk oyunları ile bağdaştırılmaktadır.
Halbuki folklor (halay, horon, bar, karşılama, zeybek,
kaşıklı oyunlar, ) anlamında değil de ,
kültürel ve terminolojik boyutuyla bilim dalı, ve de bilimsel
halk bilgisi tanımlamasında algılanması gereken,
ana ve yardımcı alanları olan (tarih, antropoloji,
coğrafya, sosyoloji, ekoloji, demografi(nüfusbilimi) , etnografya,
mitoloji) gelenek bilimidir.
Folklorun
belli başlı kadroları ise; (Barınak, konut-Ekonomi
türleri, -hayvancılık, -Tarım rençperlik, -Ölçme
tartma hesaplama birimleri –Halk sanatları, -Giyim kuşam,
Halk hekimliği baytarlığı, -Halk meteorolojisi,
-Halk hukuku –Halk inançları, -Dinsel ve büyüsel içerikli inançlar,
-Halk edebiyatı, -Halk tiyatrosu, -Halk oyunları, -Halk
müziği ve çalgıları, -Çocuk oyunları ve oyuncakları,
-Adlar lakaplar) vb. halkla iç içe yaşayan bir çok kültürel
öğeden oluşur.
Toplumların
meydana gelmesindeki en önemli ve tek koşul ÇEVREDİR…
-FİZİKİ
ÇEVRE ve COĞRAFİ ÇEVRE; Coğrafi şartlar göz
önünde bulundurulursa farklı doğal çevreler sonucu farklı
toplumlar oluşmuştur. Yerleşim biçimi, ekonomik hayat
ve gelişmeler, eğitim düzeyi, köyler –kasabalar ve şehirlerin
oluşmasında coğrafi –fiziki çevrenin etkisidir.
-BİYOLOJİK
ÇEVRE; İnsan türünün topluluklar halinde yaşaması
ve doğal hayatla paylaşımı (toprak, deniz, orman,
hayvanlar) insanın her türlü zorluğu yenerek biyolojik
çevreyle bütünleşmesini sağlamıştır. Biyolojik
çevre denilen bu olgu insan hayatı gibi doğar –büyür –gelişir
–ölür ve devamlı yaşayan canlı bir çevredir.
-TOPLUMSAL
ve KÜLTÜREL ÇEVRE; Kültür insan oğlunun fiziki çevreyi ve kendini
denetleyebilmek için edinmiş oldukları maddi-manevi güçlerin
toplamıdır. Kültür yiyecek giyecek gibi yaşamla ilgili
bütün sosyal ayrıntıyı içine alır.
Folklorun
Allanları
-
Halk mimarisi
- Halk sanat ve zanaatları
- Halk meteorolijisi
- Halk inançları
- Halk takvimi
- Halk edebiyatı
- Halk tiyatrosu
- Halk oyunları
- Halk müziği ve çalgıları
Yukarıdaki
tanımlamaları, kültürel motif ve öğeleri araştıran
insanlara ışık tutması, bilinçli ve sağlıklı
araştırmaların yapılmasında göz önünde
bulundurulması gereken unsurları hatırlatmak için
yaptım…
LAZ
kültürünün (Folkloru nun) kendi doğal sınırları
çerçevesinde yaşayan, bu günlere kadar ulaşmış
canlı ilkeli –detaylı bir yapı olduğunu hiçbir
güç inkar edemez. Çünkü toplumları oluşturan ögelerinbaşında
DİL –TOPRAK ve GELENEKSEL YAŞAM gelmektedir.
Neticede
Folklorik ögelerin LAZ toplumundaki bizlere ulaştırdığı
materyaller en önemli değerlerimizdir.
Ayrıca
LAZ kültürüyle ilgili bir çok dilde (GÜRCÜCE, RUSÇA, YUNAN GREKÇE,
ALMANCA) yazılmış araştırmaların dünya
kütüphanelerinde yer aldığı aşikardır.
Yabancı uyruklu tarihçi, dil bilimci, ve diğer alanlarda
akademisyen bilim adamlarının bu araştırmaları
yaparak kendi ülkelerine götürmeleri dikkate alınması
gereken bir konudur ki kendi kültürümüzü yabancı kaynaklardan
yapılan çevirilerden araştırmak utanç vericiliği
yanı sıra ve toplumsal bilincin var olmadığını
gözler önüne sermektedir…
Modern
yaşam ve teknolojik gelişmeler takip etmek, sosyal statü
ve aktivitelerin yakından takibi insanoğluna faydalı
olmuştur. Bu anlamda LAZCA bilimsel yayınların, kaynakların
sayıları her geçen gün artmaktadır. bu anlamda bilimsel
kaynakların basımında öncülük eden yayın evlerine
ve de yazarlara teşekkür borçluyuz.
Kendi
kültürel yapısını araştıran insanlar ne
yazık ki bölücülük iddiasıyla bastırılmakta
ve de fişlenmektedir. Demokratik ülkelerde bilim ve kültür
adına yapılan çalışmalar desteklenmekte iken
ülkemizde ne yazık ki engellenmekte ve de yıpratılmaktadır.
Etnik
dil-kültürlerin araştırılması, dökümanlaştırılması
ve de gelecek nesillere aktarımı ve bu emanetin bizlere
kültürel aktarımlarla geldiğinin farkında olmak zorundayız
… Seviyesiz, yozlaşmış, popüler kültür denilen saçmalıklar
her zaman bir balon misali gelip geçicidir. Oysaki halk kültürü
binlerce sene gelişerek insanoğluyla duygusal bağını
kurarak yaşamaya devam etmektedir.
LAZ
kültürünün etkileyici içtenliği doğrultusunda ciddi araştırmalar
yapan emeğini ve zamanını ayıran nitelikli ve
içten insanlara yaptıkları orijinal yapıtlar için
kutluyor başarılar diliyorum.
Bende
kendi imkanlarım ve zaman mefhumu ile baş başa, karınca
kararınca elime geçen materyalleri yazıya dökmeye çalışan
biriyim.
Kültürel
malzemelerin dökümanlaştırılması çok pahalı,
zaman alan seviyeli bir uğraştır. Fakat araştırma
ve derleme konusunda uyulması gereken metodoloji ve kuralların
göz önünde bulundurulması gerekliliğinin altını
çizmek istiyorum.
Yapılan
araştırmaların (tarih, ekonomi, müzik, oyun, inanç,
dil) vb kaynağı, yeri, tarihi gibi bir çok ayrıntının
akademik potansiyeli olan bilir kişiler tarafından yapılması
ve denetlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Müzikal
anlamda ise yöresel ezgilerin uzun yıllar yaşamasının
ve yorumlanarak gelişmesinin gelecek kuşaklara aktarılmasının
ve benimsenmesinin tek bir açıklaması vardır ki;
Orjinale sadık kalma titizlik-korumak –yaşatmak gibi ilkeli,
bilinçli davranışlar sayesinde olmuştur. Samimi düşünceler
otantik etnik müziğin sigortasıdır.
LAZCA
ezgileri derleyen dostlara önemli bulduğum bazı kıstasları;
yol gösterici ve de bilgilendirici acizane fikirlerimi paylaşmak
istiyorum. Herhangi bir kaynak kişiden ezgi derlerken;
-Ezginin
adı
-Kimden
alındığı
-Yer
ve Tarih
-Ezginin
ilk çıktığı yer –konu –tarihi
-Ezgiyi
söyleyen kimden öğrenmiş
-Ezgiyi
söyleyenin –yaşı ve işi
-Ezgiyi
hangi çalgı eşliğinde söylediği
-Ezgi
daha önce derlenip notaya alınmış mı?
-Ezginin
türü (atma türkü –destan –ninni vb)
-Ezgi
sözleri şekil itibarıyla tanımı (hece ölçüleri,
beyi kıta, serbest.)
-Ezgiyi
söyleyenin LAZCA bilip bilmediği
Ve
de buna benzer karşılaştırılıp sağlamalarının
yapılabileceği, bir çok sorunun cevaplarının
derlemeci tarafından dikte edilerek onaylaması doğrultusunda
açık kapı bırakmaması etikaçıdan çok önemli
bir husustur.
Kültürel
aktarımlar ve paylaşımlar sayesinde bir çok benzer
motife farklı zaman ve coğrafyalarda rastlamışızdır.
LAZCA söylenen ezgilere de LAZONANIN her bir köyünde farklı
zamanlarda farklı topluluklardan dinleyebiliriz. Bu anlamda
KÜLTÜREL MOTİFLERİ (sizin-bizim) coğrafi sınırlamalarla
belli kalıplara sokmaya çalışmak yakışık
almaz. ÇÜNKÜ kültür canlı bir varlıktır ki farklı
zaman ve mekanlarda sürekli yaşayan bir döngüdür…
LAZ
kültürü ve mirasını atalarımızdan, dedelerimizden
aldık; bu emaneti gelecek nesillere aktarma mesuliyeti bizlerin
görevidir. Folklor ve derleme konusuna ilgi duyan insanlara başarılar
dilerken, Cengiz KURTOĞLU’nun amcası Kadri emicadan derlediğim
FINDIĞA YALVARIŞ başlıklı Lazca şiiri
sizlerle paylaşmak istiyorum.
KAİTE
BZİYATEN, N3AŞA EXTİT
E txiri çkimi
txiri
Vaşa
kodibğa vaşa
Ma dido
borci miğun
Var gemalen
noğaşa
Ziva
ziva moptare
Mekwilare
tüobaşa
A.Üadri
Üurt 1954- Arüabi
Cihangir
Bilgin - Kdz.EREĞLİ
cihantar@mynet.com
|