BASIN
AÇIKLAMASI
Volkan
Konak'ın Doğan Müzik Company tarafından yayınlanmış
"Maranda" isimli albümü bir süredir Laz dili ve kültürü
için uğraş verenlerin gündemini işgal etmiş
vaziyette. Bu işgalin ilk sebebi söz konusu albümün 7. şarkısı.
Konak bir Megrel(Laz) halk şarkısı olan "Didou
Nana"ya Türkçe söz yazmış, şarkının
adına "Dido" demiş, nakarat kısmında
da şarkının orijinalinin nakarat kısmından
alınmış Megrelce kelimeler kullanmış ve
ortaya tabiri caizse kişiliksiz ve kimliksiz bir şarkı
çıkmış. Bu kişiliksizlik ve kimliksizlik sadece
yukarıda saydığım nedenlerden ötürü hasıl
olmuş değil. Konak şarkının müziği
için "anonim" demiş. Folklorik açıdan çok önemli
bir bilgiyi, şarkının bir Megrel halk şarkısı
olduğu bilgisini, albümünde belirtmemiş. Yalnızca
Kazım Koyuncu'ya teşekkür etmiş. Belli ki Konak bu
şarkıyı Koyuncu'dan öğrenmiş. Önce bu hatanın
kötü bir niyet taşıyamayacağını ortada
bir özensizlik olması gerektiği düşünüldü. Ancak
tam da biz bu özensizliği tartışırken Konak'ın
Tempo dergisinde yayınlanan bir röportajı herşeye
tuz biber ekti. Berrin Karakaş soruyor, Konak cevaplıyor:
"-
Albüme geri dönersek, 'Dido' diye Lazca bir parça yapmışsınız.
Bilir misiniz Lazca?
Lazca
bilmem. Çok lokal bir dil. Ben hayatım boyunca dağın
arkasını merak etmişimdir. Küçülmeyi sevmem. Tamam
sonunda bir kültür ama daha global bir dil öğrenmeyi tercih
ederim. Laz olsaydım belki öğrenirdim ama Laz da değilim.
-Bizde
bütün Karadeniz Laz gibi algılanır ama.
Ardeşan
gibi birkaç köyde kalmış, asimile olmuş, toplasan
2 bin 500 Laz vardır aslında. Ama bizde Samsun'dan Artvin'e
herkese Laz derler.
-Lazların
keyfi yerinde zaten degil mi? Kimlik aramak gibi bir dertleri yok.
Deniz
insanından sorun gelmez, dünyalıdır çünkü. Bakın
Ortadoğu'da sorun bitmez çünkü kara insanıdır onlar."
Aslında
bu diyaloğu okuduktan sonra fazla söze hacet yok. Ama biz yine
de taşları yerli yerine oturtalım ki sağlam
bir zeminde yürüyebilelim. Konak'ın albümünde yer alan söz
konusu şarkı Lazca değildir. Yukarıda da belirtildiği
gibi şarkıya Konak tarafından Türkçe söz yazılmıştır.
Doğrudur Konak Lazca bilmez ve Laz değildir. Ancak bu
durum Lazları "ötekileştirerek" saldırmayı
haklı gösterir mi? Lazca bilmek küçülmek midir? Konak küçülmekten
korktuğu için mi güzelim "Didou Nana"ya Türkçe söz
yazdı? Peki böyle yaparak büyüdü mü?
Ardeşen
1953'ten beri ilçedir ve nüfusu 58.000'in üstündedir. Bir Ardeşenli
olarak yüksek sesle ifade etmeliyim ki doğrudur Ardeşenliler
Lazca'yı ve ona sahip çıkmasını iyi bilirler.
Konak'ın sahne performanslarından anladığımız
kadarıyla kıvrak bir zekâya sahip olduğu aşikardır.
Karanlık olan nokta ise Konak'ın verdiği bu 2500
rakamıdır. Belki de Konak bu 2500 rakamını geçtiğimiz
yaz Kazım Koyuncu ile birlikte verdiği Açık Hava
Tiyatrosu konserinden hatırlamaktadır. Daha kötüsü bu
rakam bir küçük görme aracı, ötekine tu kaka diyerek kendini
yukarıya koyma çabasıdır. Neden böyle bir çaba?
Berrin
Karakaş ise bir noktada haklı. Evet, biz Lazların
kimlik aramak gibi bir derdi yok. Açık ve net; biz Laz'ız,
anadilimiz Lazcadır. Keyfimizin yerinde olduğu ise büyük
bir yanılgı daha da ötesi manipülasyondur. Hayır
keyfimiz yerinde değil. Dilimiz ve kültürümüz yok olma tehdidiyle
karşı karşıya ve biz Türkiyeli Lazlar olarak
10 yılı aşkın bir zamandan beri bu tehdide karşı
mücadele etmekteyiz. Bu mücadelede yargılananlarımız
oldu, şaibeli trafik kazalarında ölenlerimiz, hastalananlarımız
oldu. Şarkılarımız, kitaplarımız,
dergilerimiz, radyo programlarımız, sitelerimiz, çocuklarımız
oldu ve olmaya da devam edecek. Yanlışın, yalanın,
içini boşaltmanın karşısında durmak sorumluluğumuzdur.
Elbette her mücadelenin kendine özgü dinamikleri vardır. İşin
trajik yanı kendimize dost bildiklerimize, doğruları
bilmesi gerekenlere gerçekleri ve doğruları hatırlatmak
zorunda kalmaktır.
Kültürler,
daha özelde halk şarkıları yüzyılların
birikimini taşırlar. Kültürü, egemen kültürler tarafından
talana uğramış bir halk olarak bizim için bir notanın,
bir hecenin dahi önemi büyüktür. Bu bağlamda şarkılarımıza
yani kendimize sahip çıkmak, her türlü talana ve inkara karşı
durmak tarihsel bir sorumluluktur. Hassasiyetimizin gerekçesi de
budur.
Av.Mehmedali
Barış Beşli
Eski Ogni Dergisi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü
|