DİDİ LAZURİ NENAPUNA
BÜYÜK LAZCA SÖZLÜK
(Kitap hakkındaki bilgilere [buradan»»] ulaşabilirsiniz.)
Önsöz - Amolva
Anadil, anneden öğrenilen ilk dil olmasının ötesinde insanın kimliği ve kişiliğinin oluşmasında belirleyici olan, geçmişi ve geleceği arasındaki bağı kuran; dünyayı, doğayı ve çevresini algılamasını sağlayan temel olgudur. Anadil olmadan bir kültürün yaşaması hatta ondan bahsedilmesi mümkün değildir. Anadilini yitirmiş bir birey öz kültürünü ve kimliğini de yitirmiş demektir. Dil olmadan kültür var olamaz. Her kültür ancak kendi diliyle vardır ve bu şekilde anlamlıdır. Lazuri Nenapuna, Mart 1999.
İlk Lazca-Türkçe sözlük, Lazuri-Turkuli Nenapuna adıyla Mart 1999'da yayımlandı. Aradan geçen 8 yıl boyunca çalışmalarımız devam etti ve nihayet Laz dili yeni ve kapsamlı bir sözlüğe daha kavuştu. Türkiye'de “bir alfabe” üzerinde uzlaşarak Lazca sözlük yazma ve ilk nüvelerin oluşmaya başladığı tarihin 1990 yılı olduğu düşünüldüğünde Didi Lazuri Nenapuna'nın 17 yıllık bir geçmişe sahip olduğu anlaşılacaktır.
Anadil ile yazma kültürünün yeterince gelişmediği; dille ilgili derlemelerin henüz çok yeni ve yetersiz olduğu günümüzde, Lazca bir sözlük hazırlamak sanıldığından daha çok emek ve daha titiz bir çalışma gerektirir. Zira, dilimiz için her bir kelime altın değerindedir. Dolayisıyla sözlüğe girecek her kelimenin en doğru haliyle ve en geniş anlamıyla yazıya geçirilmesi de ancak bir kuyumcu titizliği ile mümkün olabilirdi. Bunun sadece kelime derlemesi olmadığı aynı zamanda her bir kelimenin binlerce yılda yaratılmış kültürün simgesel ifadeleri olduğu düşünüldüğünde yapılan işin bir kültür ve sözlü tarih çalışması olduğu anlaşılacaktır. Bu çalışmanın içinde birçok bilimsel disiplinin (mimari, tarım, hayvancılık, el sanatları, inançlar gibi) ayrı ayrı ele aldığı belkide yüzlerce başlık vardır ve her bir kelime ilgili diğer kelime ve konularla bağları kurularak titizlikle ele alınmıştır. Bütün bu çeşitliliğin doğru ve anlaşılır bir biçimde yazıya geçirme sürecinde gözden kaçan hataların olabileceği gerçeğini hesaba katmak gerekir.
Didi Lazuri Nenapuna, Lazca üzerine yapılan ve bilimsel bilgiye dayanan en uzun süreli ve en kapsamlı çalışmadır. Çünkü, bir Lazca sözlük hazırlama fikrinin ortaya çıkışından ve çalışmaların başlamasından bu yana geçen 17 yıl boyunca, yeni arkadaşların da katılımıyla sözlük hazırlama çalışmaları aralıksız devam etmiştir. Bu süreç boyunca daha çok yerde çalışma yürütülmüş, yeni kelimeler derlenmiş, alan çalışmaları derinleştirilmiş, yeni bir sözlük formatı oluşturulmuş, açıklamalar geliştirilmiş, örnekler çoğaltılmış, geçmişe nazaran daha çok yazılı kaynaktan faydalanılmıştır. Didi Lazuri Nenapuna, üç kişinin mutfağından çıkmış olmakla birlikte Laz dilinine gönül vermiş çok sayıda insanın emeği, moralı ve ruhu ile yoğrulmuştur. Kuşkusuz, böyle bir çalışmanın okuyucuya derli toplu bir kitap olarak ulaşabilmesi çok sayıda insanın yoğun gayret ve katkısı ile mümkün olabilirdi. Bize her anlamda destek veren, derleme ve düzeltmeler yapan, kelimeleri ulaştıran, eleştiri getiren tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz.
Öte yandan fiillerle ilgili geliştirilen yeni sözlük formatı Lazca sözlük mantığına da önemli bir açılım getirmiştir. Fiil-isimlerden sonra alt madde olarak fiil biçimlerinin konması, çekimli fiiller ve hal fiillerinin madde başı olarak yazılması Lazca sözlük alanındaki ilk uygulama olarak gelecek çalışmalara örnek teşkil edecektir.
Lazcanın yazıya geçirilme hedefine bir adım daha yaklaşıldığını müjdelemesi açısından da bu sözlük, Laz dili ve kültürü için umut verici bir gelişmedir. Elbette ki Lazcanın yazılı bir dil haline getirilebilmesi için daha çok ve daha büyük işleri başarma görevi henüz yerine getirilebilmiş değildir. Bunun için daha çok zamana, daha çok yetişmiş insana, dolayısıyla daha çok emeğe ihtiyaç vardır. Bu ancak Lazların anadillerine sahip çıkması ve genç kuşakların anadillerini yaşatma mücadelesine daha çok omuz vermesiyle mümkün olacaktır.
Günümüzde hâlâ Doğu Karadeniz bölge kültürü ve linguistik özellikleri yeterince araştırılmış ve ortaya konabilmiş değildir. Bir bütün olarak coğrafyamızın, binlerce yıldır temas içinde olduğumuz komşularımızın dilsel, kültürel ve tarihsel arka planının aydınlatılabilmesi ancak vaktiyle burada hayat bulmuş dillerin de en ince ayrıntısına kadar derlenmesi ve yazıya geçirilmesi ile mümkün olacaktır. Buradan bakıldığında “Didi Lazuri Nenapuna” aynı zamanda Anadolu, Kafkasya ve Doğu Karadeniz'in kültürel zenginliğinin daha iyi anlaşılmasına da katkı sağlayacaktır.
Açıkça belirtmek gerekir ki Didi Lazuri Nenapuna, hacmi ve içeriği ne derece kapsamlı olursa olsun, henüz tamamlanmış bir çalışma değildir. Bu kitabın hazırlayıcıları çalışma ilerledikçe görmüşlerdir ki; her yörede ve yaşamın her alanında daha çok alan araştırması yapmaya, daha çok kelime, deyim, atasözü, cümle vs. derlemeye ihtiyaç vardır. Öyle ise, N. Marr, A. Çikobava, S. Cğenti, J. Kipşidze, G. Dumezil, G. Kartozia gibi dilbilimcileri örnek almak ve yaptıkları derlemeleri, kayıtları çoğaltmak sadece bu kitabın emekçilerinin değil; aynı zamanda Lazcanın yaşaması gerektiğine inananların önünde elzem bir görev olarak durmaktadır.
Bundan sonrası için yeni bir Lazca sözlük çalışması ancak Lazcanın konuşulduğu her bölgede detaylı alan araştırmaları yapılarak, sesli ve görüntülü kayıtlar yapılarak ve olası eksikler giderilerek daha üst bir seviyeye çıkarılabilir. Bu gün, Lazcanın geleceğe taşınabilmesi için acil yapılması gereken işlerden biri de işte budur. Ne yazık ki elimizde halen yeterince sesli ve görüntülü materyal bulunmamaktadır. Böyle bir çalışmanın Lazcanın konuşulduğu her yerde yapılması Lazcanın geleceği açısından son derece gereklidir.
İsmail BUCAKLİŞİ
Lazuri.Com / 23.07.2007 |