Haber: Karadeniz İsyandır Platformu |
Karadeniz kadınları doğası gibi zordur, inatçıdır ve
mücadelecidir. Çay tarlasında fındık bahçesinde ekini biçen
kaldıran doğanın zor şartlarında bile yılmadan çalışan
kadınlar güçlerini artık ekmeklerini kazandıkları doğayı
korumak için harcıyor.
Karadeniz’in dört
bir yanında yapılmaya çalışılan HES projelerine karşı eylemlerde ön safları
tutan kadınlar ellerinde bastonları ile kimi zaman şantiye taşlayarak kimi zaman
projeye onay verenlere beddua ederek yaptıkları mücadeleyi salonlara taşıdılar.
Mimarlar Odası
Büyükkent Şubesi Konferans Salonu'nda yapılan etkinlikte, Ayşenur Kolivar'ın
moderatörlüğünde Senoz Vadisi'nden Gürgenli Nine ve Ayşe Sukas,
Ardanuç'tan Nazime Yıldırım, Loç Vadisi'nden Güler Marazoğlu'nun katılımıyla
HES'ler ve HES'lere karşı mücadele konuşuldu.
Kadınlar
İsyanda
Başbakan Erdoğan'a gösterdiği tepki ile tanınan Ardanuç'tan Nazime Yıldırım
HES'lere izin vermeyeceklerini söyledi, “Dereleri satıyorlar, bizi susuz
bırakıyorlar. Şunu iyi bilsinler, biz suyumuzu sattırmayız. Biz alnımızın terini
süze süze sağlıyoruz geçimimizi. Bizim suyumuza ellemesinler. İnsanın hayatı
sudur” dedi ve “Ne yaparlarsa yapsınlar biz Artvin olarak suyumuzun peşindeyiz.
Bizim suyumuzu ne alabilirler, ne de satabilirler. İlk de ben çıkarım
karşılarına” dedi
Senoz
Vadisi'nden Ayşe Sukas, derelerinin sularına el koyan hidroelektrik santrallerin
sadece sularını değil, yaşamlarını, sağlıklarını ellerinden aldığına dikkat
çekti. “Tarlalarımızda artık bir şey yetişmez oldu” diyen Sukas, “Biz isyan
etmeyelim de kim isyan etsin” şeklinde konuştu
Senoz
Vadisi'ndeki beli iki büklüm elinde bastonlar olmasına rağmen HES'lere ilk taşı
atan Gürgenli Nine, derelerin, suyun Karadenizli için hayat olduğunu dile
getirdi. Suyun ellerinden alınmasıyla değirmenlerinin çalışmaz olduğunu kaydeden
Gürgenli Nine, “300 yıllık ağaçlarımızı, gürgen ağaçlarımızı kestiler” diyerek
doğalarının yok edilmesine isyan etti.
Sarı yazmaları
ile HES mücadelelerine yeni bir boyut kazandıran şehirdeki HES eylemeleri ile
gündemden düşmeyen sarı yazmalı Güler Marazoğlu “oğlum 28 yaşında köye gitti çok
sevdi, geçen yaz tekrar gittiğimizde derenin içinde makineleri görünce oturdu
ağladı, çocuklarım köylerini yeni tanımaya başlarken derelerimin halini görünce
içleri acıdı” diyen Güler hanım “derelerimizle birlikte kültürümüzde gidiyor”
dedi..
Geçen yaz
Milliyet gazetesinde yayınlanan “Karadeniz isyanda” yazı dizisi ile
Karadeniz’deki HES mücadelesini konu alan gazeteci Mehveş Evin; Karadeniz gezisi
boyunca HES projelerinden bölgenin nasıl etkilendiğini ve kadınların mücadeleci
ruhundan nasıl etkilendiğini anlattı.
Konuklarında söz
alarak katılım gösterdiği söyleşi, Ayşenur Kolivar’ın söylediği “GETMA”
şarkısının ardından Mimarlar odasının kapısında konuklarında katılımı ile tulum
eşliğinde horonla son buldu.
Suyu
taşıyan kadınlar, Hayatı su ile taşıyan kadınlar…
Binlerce yıl;
kadınlar taşıdı suyu
tarlaya, evlere, hayata...
Şimdi ise suları ellerinden alınmak isteniyor
Bizlere: "yaşama!" deniyor…
Köylere, derelere, kuşlara, balıklara, kültürlere...
Suyu taşıyan
kadınlar,
Hayatı su ile taşıyan kadınlar…
Su kenarında yosunların sardığı
eski bir değirmen gibi
yorgun, yalnız ama hala üreten...
Suyu
taşıdıkları, toprağı işledikleri
Nasırlı elleriyle,
çıkıp geliyorlar vadilerin içinden
su ve yaşam mücadelelerinden…
Karadenizin isyanını bir ninni, bir ağıt gibi
fısıldayacaklar kulaklarımıza!