DOĞA SEVERLER DURMUYOR..
Çağlayan (Abu) vadisi üzerinde yapılması planlanan Paşalar HES ve Akman Regülatörü için ÇED süreci devam ederken EPDK'nın AYEN EnerjiA.Ş'ne 49 yıllığına su kullanım Hakkı ve Üretim lisansı vermesi ve yine Çağlayan vadisi üzerinde Çatak HES ve Regülatörü için EPKD' nin Zeki Enerji A.Ş'ne lisans vermesi üzerine tepkisini göstermek için Fındıklı halkı Fındıklı Dereleri Koruma Platformu öncülüğünde 14/02/2008 tarihinde Sevgililer gününde (dere aşkı, su aşkı ve yaşam alanlarına sahip çıkma aşkına )Fındıklı ve köylerinde 5000 adet bildiri dağıtacak.
27 Şubat'ta yapılacak Vatandaş Mustafa film galası ve 28 Şubat'ta Fındıklı'da yapılacak miting hazırlıkları devam ediyor. Fındıklı film ve miting afişleri ile süslendi.Galada Vatandaş Mustafa ve Prof. Cengiz ERUZUN birer konuşma yapacaklar.
Bu arada bilgilendirme toplantıları hararetli tartışmalara sahne olmakta ve halkın çevre bilincinin gelişmesi Fındıklı'nın gelişip değişmesine ve güzelleşmesine katkı sağlaması dikkat çekiyor. Bu nedenle 15 Şubat saat 16,30 da Beydere Köyünde de bilgilendirme toplantısı yapılacaktır.
Tüm etkinliklerde değerli halkımızla birlikte başarılı olacağımız umudu ile…….
FINDIKLI DERELERİNİ KORUMA PLATFORMU
HALKIMIZA
Bildiğiniz gibi yaklaşık 1 yıl önce başlayan HES karşıtı mücadelemiz her alanda devam etmektedir. Binlerce yılda ortaya çıkan ve dünyada bir başka eşi daha bulunmayan yaşam alanlarımızı,dedelerimizin ninelerimizin doğum yerleri olan bölgemizi katledecek olan Hıdro- Elektrik santrallerinin yapımını durdurmak için el ele gönül gönüle dayanışmamızın devam etmesi gerekmektedir.
Uygulanması düşünülen HES projeleri ile bölgemizde bir doğa katliamı olacağı kesindir. Çağlayan ve Arılı Derelerinin aktığı vadilerdeki toprak ve bitki örtüsünün yapısı, heyelanlara, can ve mal kaybına sebep olmaktadır. Hepinizin bildiği gibi 1980'lı yıllarda bölgemizi alt üst eden heyelanları unutmamız mümkün değildir. Hele bir de bu projenin uygulanması halinde açılacak yollar için patlatılacak dinamitler ,kesilecek ağaçlar nedeni ile kaybolacak bitki ve hayvan çeşitleri, endemik deniz ve kırmızı pullu alabalıklar ve de diğer canlıların yok olacağını düşünmek bile hayallerimizi aşmaktadır. Ağaçların kesilmesi ve suların tünellere alınması ile nem yok olacak çay nasıl yetişecek hafızamız almıyor. Küresel ısınmanın etkisi ile de kuraklık ve anı aşırı yağışlar sonucu bundan sonra çok daha büyük heyelanların olacağı kaçınılmazdır.
Dünyada ender bitki örtüsünü ve hayvan çeşitlerini içinde barındıran Doğu Karadeniz ekosisteminde çok önemli bir yer tutan Çağlayan ve Arılı vadileri,bir daha eski haline gelemiyecektir. Dedelerimizden, ninelerimizden bize miras kalan bu güzellikleri çocuklarımız ansiklopedilerde gördüklerinde bizlere nasıl hitap edeceklerdir, biz nasıl cevaplar vereceğiz. Evet; bir avuç sermayenin para kazanma hırsına kurban edilecek bölgemizde yaşam tamamen değişecektir. Hepimizin bildiği gibi vadilerimizde inceleme yapmadan Ankara'da masa başında hazırlanan uydurma CED raporları ile yapılacak uygulamaların bizlerin yararı için olmadığı açık değimlidir? İMF,ABD ve AB ye gırtlağımıza kadar borç içinde olduğumuz, bölgemize hiçbir katkısının olmayacaği kesin olan bu projeler ile daha da borçlanacağimiz aşikar değimli?
Devletimiz Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı (DOKAP) çerçevesinde Rize'nın turizm bölgesi olmasını kararlaştırmışken, Fındıklı'da Tarihi evlerimiz, Taşköprülerimiz, değirmenlerimiz için onarımı için projeler uygulanırken, Organık tarım projesi hayata geçirilirken ve bu bölgemiz birkaç sene sonra turizmden aslan payı alıp yöre halkının maddi gücü artacakken HES'lere karar verilmesini anlamıyoruz.
Daha az bir maliyet ile uzun vadede temiz ve masrafsız Güneş ve Rüzgar enerjileri dururken HES yapma inatları neden acaba . Yangından mal kaçırır gibi uygulamaya koyulan bu projeler bölgemize hiçbir ekonomik katkı yapmayacaktır. İşsizlik, yoksulluk devam edecektir. Bu nedenle bizler diyoruz ki;
Bölgemiz turizm alanı ilan edilmelidir. Doğa ve ekolojik turizm için yatırım yapılmalı , Tarım da çeşitlilik artırılmalı, hayvancılık ve organik tarım teşvik edilmelidir.
Bunların doğaya olumsuz hiçbir etkileri olmadığı gibi bölgemizi kasıp kavuran işsizlik sorununa da çözüm olacağı düşüncesindeyiz.Bu nedenle HES'LERE HAYIR , EKO TURİZME EVET diyoruz.
YAŞAM ALANIMIZ VADİMİZE DOKUNMA
SU HAYATTIR, HAYATIMIZA DOKUNMA.
DENİZİMİZİ ALDINIZ, DERELERİMİZİ ASLA VERMEYECEĞİZ.
DERELER AKAR GİDER, H E S 'LERİ YIKAR GİDER .
DERELER ÖZGÜRDÜR,ÖZGÜR AKACAK.
ÇAĞLAYAN VE ARILI VADİLERİ KURUTULMASIN.
BU DOĞA,BU DERELER SATILIK DEĞİL.
DEREME, SUYUMA, HAYVANLARIMA, BİTKİLERİME, BALIĞIMA, ÇAYIMA, FINDIĞIMA, BALIMA DOKUNMA, EKOLOJİK TURİZME EL AT.
SUYUMUZA, GELECEĞİMİZE, ONURUMUZA, ÇAYIMIZA, FINDIĞIMIZA, KİVİMİZE, BALIĞIMIZA, BALIMIZA,VE YAŞAM ALANLARIMIZA SAHİP ÇIKTIK , ÇIKIYORUZ VE ÇIKACAĞIZ .
FINDIKLI DERELERİNİ KORUMA PLATFORMU
****************************** *********************
HES PROJELERİ ve FINDIKLI'MIZ
Karlı dağlardan aldığı bol köpüklü suları soluk soluğa Karadeniz'e taşıyan iki derenin kucağında kurulmuş şirin bir ilçedir Fındıklı.1948 yılında Viçe olan eski adını değiştirirken dereleri ile Fındığı arasında çatallanmış yüreği.İlçenin adı Çiftedere olsun diyenlere Fındıklı olsun diyenler galip gelmişler.
Fındıklı adından da anlaşıldığı gibi Fındık diyarıdır aslında.Temel geçim kaynağı çay olsa da Fındığın ayrı bir yeri vardır burada.Tarihi ve kültürel kökleri daha derin olan fındık kendi kültürünü de yaratmıştır.Fındığın hasat edilmesinden başlayan ve imecelerle ayıklanması ile süren ritüeller dizisidir Fındık.Fındığın o günlerini yaşamış olanlar o nedenle fındığı ayrı bir yere koyarlar."çay gibi değildir fındık.kıtlık olsa yer karnını doyurursun" diyerek bir adım öne çıkarmayı ihmal etmezler.
Fındıklı ilçesini kendisine benzeyen diğer sahil ilçelerinden ayrı tutan ona farklı bir değer ve güzellik katanların başında dereleri gelir.Karadeniz sahilinde iki koca derenin bir araya gelerek kurduğu başka bir ilçe yoktur.Her ilçenin hemen hemen bir deresi var ama Fındıklı bu yönden bir adım öndedir diğerlerinden.İlçe merkezinden denize akan Arılı ve çağlayan derelerinin yanında ilçenin doğu sınırından Karadeniz'e koşan bir de Sümer deresi bulunmaktadır.
Eşsiz güzellikteki bu derelerin vadileri derin bir görüş açısı sunar. Karlı dağların tepelerine kadar uzanan mavi ile yeşilin binlerce tonu arasında gidip gelen huzurlu bir dinginlik sağlar insana.Öyle bir an gelir ki temmuz ortasında doruklarındaki karlara kadar uzanacak kadar yakın olursunuz dağlara.Bazen de duman gelir gri şalını örter üzerine Fındıklı'nın .
İlçenin kurulu olduğu üç ana derenin güneye doğru uzanan vadilerinde ve vadi yamaçlarında 22 köy sıralanmıştır.İlçe merkezine bağlı sekiz de mahallesi vardır.
2000 yılı nüfus sayımına göre 16 000 civarında insan yaşamaktadır Fındıklı'da.Bu nüfus son derece dinamik bir yapıya sahip olup kış ve yaz aylarında değişiklikler de yaşanır.Yaz aylarında büyük şehirlerde yaşayan Fındıklı'lılar gelmeden edemezler memleketlerine.Bir yandan yüzüp bir yandan suyunu içtikleri derelerinde ,yaylalarında ve deniz kenarında yılın yorgunluğunu üzerlerinden atarlar.Ağustos ayından sonra yaklaşık üç ay süren Atmacacılık günleri başlar buralarda. Birçok tepe atmacacılara mekan olmuştur bu aylarda.Geleneklerin hızla yok olduğu günümüzde inatla sahip çıkarlar bu geleneğe .
Fındıklı ilçesi doğal güzelliklerinin yanında tarihi ve kültürel değerleri açısından da son derece zengin kaynaklara sahiptir. Bu kaynaklardan en önemlisi ilçemizin ihtişamlı geçmişinin de bir nişanesi sayılabilecek sivil mimari yapılardaki zenginliktir. Başta Çağlayan dersi vadisi olmak üzere Arılı ,Çınarlı ve Sümer dersi vadilerinde son derce iyi korunmuş zengin bir kültürel geçmişe sahip mimari eserler bulunmaktadır.Bunların yanında günümüz insanının kolaycılığı,özensizliği, bilgisizliği ve imkansızlığı gibi sebeplerin ortaya çıkardığı tahribattan da söz etmek gerekir. Büyük emeklerle,tarifsiz zorluklarla inşa edilmiş dev konakların çürümeye terkedilmişliği,kırılan dökülen yerlerinin alelusul onarılması ,bilinçsiz eklemeler gibi sebepler en değerli kültür varlıklarımızın tahribatına yol
açmıştır.Değişen yaşam koşulları nedeni ile gereksiz gibi görülen serenderlerin sökülüp doğmadıkları şehirlere nakledilmeleri,kimilerinin bulundukları yerlerde göz göre göre çürütülmeleri hepimizin yakından şahit olduğu gerçeklerdir.
Zamanında hemen her ailenin ortak olarak veya bireysel olarak sahibi bulunduğu sanat eseri değirmenlerimiz görmeğe değerdir.
Derelerimizin üzerine birer gerdanlık gibi geçirilmiş olan taş köprülerimizin bir başka güzelliktir
İlçemizin vadilerinin doruklarına doğru uzandığınızda tüm doğallığı ile sizleri karşılayacak çok sayıda yayla bulunmaktadır.Bu yaylalardan hemen hiçbirine bugün araba yolu ile ulaşım sağlanamamaktadır.Bu durum bir dezavantaj gibi görünse de aslında iyi değerlendirildiğinde ilçemiz için henüz kullanılmamış bir şanstır.İlçemizin yaylalarından hiçbirine araba yolu ile henüz ulaşım imkanının bulunmaması buraların çarpık yapılaşma ile tahrip olmasını büyük ölçüde önlemiştir.Ancak günümüz insanı her yerde olduğu gibi artık yaylalarına araba yolu ile ulaşım sağlanmasını istemektedir. Hem turistik hem de hayvancılık amacı ile ulaşım kolaylığı sağlanacak yaylalardan daha çok istifade edilebileceği düşüncesi yaygınlaşmıştır.Bu durumda doğal kaynaklara minimum ölçüde zarar verecek yolların planlanarak uygulamaya konması ,çarpık yapılaşmayı önleyecek bilinçlenme ve hukuki düzenlemeleri geciktirmeden uygulamaya koymak kaçınılmaz bir durumdur.
Bölgemiz dünyada giderek terk edilen kitle turizmi açısından zengin kaynaklara sahip değildir.Esasında kitle turizmi etkinlikleri yörede yaşayan yerel halkın ekonomik kalkınmasında çok büyük katkılar sağlamamaktadır.Bu nedenle son yıllarda ekolojik turizm adı verilen yeni bir turizm modeline ağırlık verilmektedir.Bu model kaynakların uzun süreli ve sürdürülebilir şekilde kullanılması prensiplerine dayanmaktadır.Kitle turizmi yerine küçük gurupların doğa içerisinde,doğal kaynaklara zarar vermeden onlardan yaralandırılmasına çalışılmaktadır.Bu anlamda ilçemiz son derce zengin kaynaklara sahip bulunmaktadır.Dev oteller, restoranlar ve turistik tesisler yerine doğa ile uyumlu,onun bir parçası kadar bütünleşik dolma taşlı evlerimizin pansiyon olarak ele alınıp düzenlenmesi halkımızın turizmden doğrudan pay almasına imkan sağlayacaktır.Her vadide belirlenecek birkaç ev ile başlayacak bu süreç yenilerinin eklenmesi ile hızla gelişecektir.Böylece hem mimari yapılarımız korunmuş hem de bu eşsiz kaynaktan insanımızın gelir elde etmesi sağlanabilecektir.
İlçemiz kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği ,Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve İlçemiz Halk Eğitimi Merkezi müdürlüğünün birlikte hazırlayarak uygulamaya koyduğu "Doğu Karadeniz'de Kırsal Mimariye Restorasyon Elemanı Yetiştirme Projesi "2008 yılı ocak ayı itibari ile uygulamaya konacaktır. 51.429 Avro'luk proje bütçesinin %90 lık dilimi Avrupa Birliği Hibe programlarından karşılanacaktır. Bu proje ile ilçemizde ikamet eden 30 kişilik kursiyer gurubuna Kırsal Mimari Yapıları için Restorasyon eğitimi verilecektir.Uygulamalı ve teorik bölümlerden oluşan bu eğitim ile yetiştirilecek olan kursiyerler bölge düzeyinde istihdam olanaklarına kavuşacakları gibi sahip olduğumuz eşsiz mimari yapılarımızın da restorasyonu için iş gücü sağlanmış olacaktır.Çağlayan vadisinde yine Ab fonlarından destekli; çay,kivi,fındık ve arıcılık dallarında Organik tarım projeleri yaşam bulmaktadır
İlçemizin sahip olduğu eşsiz kaynaklardan biri olan derelerimiz ve bunları besleyen küçük akarsularımızdır.Endemik balık türlerinden biri olan Deniz alaları mart-Nisan aylarında üreyebilmek için Çağlayan ve Arılı derelerine girerek soğuk ve bol oksijenli vadi içlerinden yaylalara yolculuğu ve yumurta bırakmaları ve ardından tekrar aynı yolu takip ederek büyük denizlere dönmeleri kıskanılacak gibidir. Ve bizim yine yöreye has kırmızı benekli alabalıklarımızın bolca bulunduğu derelerimizdir.
VE HESLER;
Fındıklı'da yaşam normal olarak devam ederken Fındıklı'da yaşayanlar bir sabah uyandıklarında HES'lerle karşılaşırlar ve hesleri tanıma süreci başlar.Çağlayan vadisinde 6,Arılı vadisinde 4 hes olacak olması ve hiçbir yetkilinin hesleri yöre insanına anlatmaması önce insanlarda tedirginliğe yol açtı.Neler oluyordu.Yüzyıllardır yaşadıkları yerler kendilerine bir şey demeden bozulacaktı.insanlar Ocak-Şubat 2007 de artık hesleri konuşur olur.Bilim adamları ile konuşulur,bilgiler alınır.ve hes lerin yararı-zararı,iyi olur,kötü olur,biz yapalım,ortak olalım vb.gibi konuşmalar sonrası HES'ler nedir ? anlaşılır.Bu konuda bir Platform kurulması kararlaştırılır.
HES ETKİNLİKLERİ:
1- Platform girişimcileri oluşturulmuştur.
2- Fındıklı'daki bütün Siyasi partilerimizle, 22 köy ve 8 mahalle muhtarlarımızla ,Sivil toplum örgütleri ve Demokratik Kitle Örgütleri ile toplantılar düzenlenmiştir.
3- Toplantılarda heslerin bu vadileri yok edeceğini ve doğrudan yada dolaylı yöre halkına bir maddi ve manevi katkı sunmayacağı , yarardan çok zarar getireceği ,bölgenin turizm ile çok daha iyi kalkınacağı vurgulanarak katılımcılar platform oluşturulması kararı alarak ,Fındıklı dereleri Koruma Platformu oluşturulmuştur.
4- Fındıklı dereleri Koruma Platformu 22 Mart 2007(Dünya Su Günü) tarihinde yaptığı Panelde bir deklarasyon yayınlamış ve yayınlanan deklarasyon Tüm siyası parti,Muhtarlar ve Muhtar Derneklerince, STÖ ve DKÖ 'lerce imza altına alınarak bu deklarasyon Fındıklı halkına duyuru amaçlı bildiri şeklinde dağıtımı sağlanmıştır. Deklarasyon ; bölgemizin bir turizm bölgesi olduğunu ,yörede yaşayan insanların hes istemediğini, hesin bölgemizin geleceğini yok edeceğini dile getirerek heslere hayır,eko turizme evet mücadelesini sürdürmesi kararlaştırmıştı.
5- Yöremize hiçbir katkı sunmayacak heslere karşı mücadele için bilgilenme ve aydınlanma çalışmaları ve toplantılar yapılmaya başlandi.
6- 22 Mart-12 Nisan 2007 tarihlerinde 9 köy toplantısı düzenlendi.Vadi köylerinde yaşamını bin bir zorlukla sürdüren halkın çoğunluğu bu hesleri istemediğini ve bunun için mitinler yapılması gerektiğini kararı verildi
7- İmza kampanyası açılarak İki günde toplanan 2555 imza ekinde DSİ'ye,Çevre ve Orman Müdürlüğüne dilekçeler veridi.
8- Miting için bildiriler dağıtıldı,Fındıklı ve köyler pankart ve afişlerle donatıldı.
9- 12 Nisan 2007 tarihinde binlerce Fındıklı insanı HESLERE HAYIR mitingi yaparak sesini duyurmaya başladı.
10- Yöremizin yetiştirdiği bir milletvekilimiz TBMM'ne heslerle ilgili yazılı soru önergesi verdi.
11- Yerel ve Ulusal yazılı basında yer aldı.
12- Fındıklı dereleri artık KaradenizTv, YolTV, NTV, KaçkarTV, ÇayTv, Kanal Avrupa, TRT 3, TRT Gap Tv'lerde çıktı.. Yazılı ulusal gazetelerde yer aldı.
13- Belgesel filmler çekildi.
14- 28 Nisan 2007 'de İstanbul'da düzenlenen çevre Mitingine katılındı.
15- Bilgilendirme köy toplantıları tekrar yapıldı.
16- Arılı köyünde Kavak dibinde şenlik yapıldı
17- Aslandere köyünde binlerce kişinin katılımı ile şenlik yapıldı. 18- Ayen Enerji A.Ş.ve Yetkililerce Aslandere köyünde PAŞALAR HES VE REGÜLATÖRÜ için halkı bilgilendirme toplantısı yapıldı ve Yüzlerce köylü kesinlikle HES istemediklerini haykırdı. 19- ÇED süreci devam ederken , tamamlanmadan Paşalar hes için 49 yıllığına Ayen A.Ş.'ne su kullanım hakkı ve üretim lisansı verilmesi üzerine hukuksal zeminde Avukatlarca EPKD ve DSİ mahkemeye verildi. 20- ÇATAK HES ve REGÜLATÖRÜ Zeki Enerjiye SU kullanım hakkı ve üretim lisansı verilmesi Fındıklı'da tepkiyle karşılaştı. 21- Sırada yöre halkına hiç sormadan fizibilite çalışmaları devan eden iki vadide onlarca hes çalışmaları yangından mal kaçırırcasına devam etmektedir.
22- Bu gelişmeler karşısında yöre halkı vatandaş Mustafa film galasını 27/02/2008 tarihinde Fındıklı'da yapacak. 23- 28/02/2008 günü Fındıklı'da" HES'lere HAYIR.EKO TURİZME EVET" mitingi yapılacak. NEDEN HESLER İSTENMİYOR 1- Türkiye'mizin en bakır ,en güzel bölgesinde bulunuyoruz.Fındıklı yeşilin ve mavinin tonlarının buluştuğu huzurun ve kardeşliğin yaşandığı,Tarihi tahta dolma taş evleri., tarihi taş köprüleri ve değirmenleri ön plana çıktığı ülkemizde hiçbir ilçeye nasip olmayan oksijeni bol,soğuk sularına sahip iki dere arasına yerleşmiş şirin nadide tek ilçedir. 2- Kaçkar sıradağlarının Marsis tepesinin eteklerinde yeşil ve mavi ile kucaklaşan Arılı ve Çağlayan dereleri ve vadileri dünya bilim adamlarınca Dünyanın endemik bitki çeşitliliği açısında korunması gereken 200. bölgesi yine korunması gerekli kuş türü açısından 217 bölgesi ilan edilmesi bu vadilerin bozulmaması için yeter ve artar bile. 3- Bu bölgede yapılacak onlarca HES için açılacak yollar için yüz binlerce ağaç katledilecek
4- DSİ verilerine göre toprak zemini etüdünde bölgenin çatlak kaya yapısında üzeri 25cm.toprakla örtülü bitki örtüsü var deniyor.Ve bu zemin üzerindeki ağaçlar yok edilecek.yol ve tüneller için binlerce ton dinamit atılacak ve zaten heyelanlı olan bölgemizde heyelanlar artacak ve vadilerimiz yok olacaktır. Ağaçlarımız yok olduğunda ekosistemi oluşturan yabanıl hayvanlarımız, karasal ve sucul ekosistem çökecektir. 5- Tespit edilemeyen bir sürü bitkilerimiz,kozmetikte ve ilaç sanayinde kullanılabilecek endemik bitkiler hiç kullanmadan yok olacaktır. 6- Antartika'dan kalkıp Karadeniz'e üremek için tatlı sularımıza Nisan-Mayıs aylarında gelip üreme yaptıktan sonra tekrar Ağustos-Eylül aylarında geldiği yere dönen Deniz Alaları Bu bölgede sadece Arılı ve Çağlayan derelerine girmektedirler.Bölgemizdeki Fırtına ve Kapisre derelerine dere yataklarında taş ve kum ocakları faaliyet gösterdiği için deniz alaları bu derelere girememektedir.Doğu Karadeniz de bu balıkların yok olmaması için bu derelerin korunma altına alınması gerekmektedir. 7- Yine bu derelerimizde endemik tür olan kırmızı pullu alabalıklarımız bu köpüklü ve soğuk sularda yaşam buluyor . Hesler için su tünellere alındığında bu balıkların yaşama şanslarıda kalmayacak 8- Yörede organik bal üretimi son yıllarda artmiş olup ,bu bölgenin hes için sucul ve karasal ekosistemini bozduktan sonra arcılık ve bal üretimi de sona erecektir.
9- BU vadilerde yapılacak hesler sıralı olarak biri bitiyor biten yerden diğeri 100m aşağıdan başlıyor. Her hes için bire yol ve her hes için birer tünel olduğunda o daracık vadide bir tek ağaç kalmayacak.Dere yatakları kuruyacak yada çölleşecek.
10- Paşalar hes ten sonra Akman Regülatörü ile su dev tünellerle Arhavi 'de yapılacak Çamlıca barajına akıtılacak ve Akman deresinde denizin dere ile birleştiği yere kadar su kalmayacak.
11- Çağlayan deresinin suyu Arhavi'ye gitmesi projesi hayat bulacaksa Çağlayan deresi ıslahı ne için yapılır bilemeyiz.
12- Her hes için yollar yapılacaksa, şimdiki yapılmakta olan Fındıklı Yusufeli yolu için neden boş yere devletimizin parası harcanır.
13- Küresel ısınmanın artığı bu dönemde Ülkemizin en temiz içilebilir suyu bu derelerimizin suyu iken; neden kamu malı olan suyun kullanım haklarını özel şirketlere veriyoruz.Geçen yıl Metropol illerimizde su sıkıntısı varken ve bu yılda pek iç açısı görünmediğini bildiğimiz halde bu sularımızı ilerde ülkemizin içme suyu olarak saklamamız gerekmez mi.
NE İSTENİYOR
1- Devletimiz Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı (DOKAP) çerçevesinde Rize'nın ve ilçelerimizin turizm bölgesi olmasını kararlaştırmıştı. Eko Turızme destek verilsin.
2- Sayın Valimiz Kasim ESEN 'a ve Sayın kaymakamımız Erkan KILIÇ'a yöremizde turizmin canlandırılması için gösterdikleri çabayı Fındıklı halkı yürekten destekliyorlar.
3- AB fonlarından yöremizdeki kırsal mimarı yapıların onarımı ve bu işleri yapacak usta ve çırakların yetiştirilmesi projesi istihdama ve turizme destek verecektir.
4- Çağlayan vadisinde Çay,Kivi,Fındık ve Bal için organik tarım çalışmalarının bölgeye yayılması çalışmalarının diğer vadilerimize yaygınlaştırılmasını
5- Yöresel eski el sanatlarımızı ortaya çıkartıp turizme katma projelerinin hayata geçmesini
6- Bölgemizin geleceğinin hes'lerde değil Turizmde olduğunu ve derhal bölgemizin turizm alanı ilan edilmesini
7-
Doğa ve ekolojik turizm için yatırım yapılmasını
8- Tarımda çeşitliliğin artırılmasını
9- Hayvancılık ve organik tarımın geliştirilmesini
10- Yaylalarımızda kayakçılığın, derelerimizde raftingciliğin,kanoculuğun geliştirilmesini,
11- Yürüyüşler için Doğa parkuru oluşturulmasını istiyor.
12- Onlarca HES bölgenin ekosistemini yok edecek,Bölge için Daha az bir maliyet ile uzun vadede temiz ve masrafsız Güneş ve Rüzgar enerjileri dururken HES yapma inatları neden acaba.Yöre halkı atalarından çocukları için emanet aldıkları koruyup kolladıkları derelerini,sularını ve vadilerini bir avuç şirketlere değil, çocuklarına bırakmakta kararlılar.
13- Bir hes'e yapılacak yatırım bu iki vadide turizm için harcansa Yöre halkının işsizlik sorunu çözülür.
14- Fındıklı turizmle kalkınacaktır.
_______________________________ ÇAĞLAYAN (ABU) VADİSİ HALKI HAYIR DİYOR.
Ayen Enerji A.Ş.'nin PAŞALAR HES'le ilgili üretim lisansını almasının duyulması üzerine vadi halkı şaşkınlığını üzerinden attı.
Halkın bu HES'leri istememesine rağmen alelacele üretim lisansının verilmesi bölgede yaşayan insanlarda büyük tepkilere yol açtı. Ve ilk tepki Çağlayan vadisinde bulunan Aslandere,Beydere ve Çağlayan köylülerinden geldi. Üç Köy halkı 25/01/2008 tarihinde Aslandere köy kahvehanesinde bir araya gelerek bu gelişen süreci değerlendirdi.
Yüzyıllardır doğa ile iç içe yaşadıklarını vadilerinin yok edilmesinin mümkün olamayacağını bunun bir katliam olacağı konusunda birleştiler.Küresel ısınmanın dünyamızı kasıp kavurduğu bugünlerde .bu dereler olmazsa yetiştirecekleri bir ürün olamayacağını, aç kalacaklarını, kendilerine maddi ve manevi hiçbir yarar getirmeyeceğini aksine kendilerinin azda olsa var olan yaşamlarının korkunç olacağını yüksek sesle dile getirdiler.Toplantıya üç köyün muhtarlarının ve halkın katılması dikkat çekti.Toplantıda Fındıklı dereleri koruma platformu üyeleri de söz alarak ; yöre halkının duyarlılığı, ve yörelerine sahip çıkılmasının en güzel örneklerini verdikleri için toplantıya katılan halka teşekkür ettiler. Bir köylünün ; asıl şimdi mücadele başlıyor. Herkes gücü oranında bizi bu yaşamsızlığa götürecek projelere karşı elinden gelen çabayı esirgememesini ve biz istemedikten sonra buraya bir çapa bile vuramazlar , biz dedelerimizden çocuklarımız için aldığımız bu doğayı bu mirası çocuklarımıza bırakamazsak biz insan değiliz demesi dikkat çekti.Toplantıda ;Ankara'ya Başbakanımıza ,Meclis Başkanımıza ve Rize'li Milletvekillerine gidip derdimizi anlatmak , çeşitli etkinlikler(Miting,Panel ,Konferans,Çevre Sinema günleri , aydınlanma toplantıları vb.gibi etkinlikler yapmak kararı çıktı.
Bu toplantı ;yöre halkının her şeye rağmen yaşadığı alanına, çevresine ve geleceğine bir kez daha sahip çıktığını gösterdi
YAYLACILAR KÖYÜ HALKI BİR KEZ DAHA HAYIR DEDİ…. .
28/01/2008 tarihinde yaylacılar Köyü Köy Odasında Toplanan yöre halkı bir kez daha bu HES'lerin olmaması gerektiğini yüksek sesle dile getirdi.
Yöre halkı kesinlikle bu HES'lerin kendi köylerine ve Fındıklı halkına hiçbir katkı sağlamayacağını aksine bu heyelanlı bölgenin baraj yapılırken patlatılacak dinamitlerle yok olacağını baraj istemediklerini,bu bölgede Organik fındık ve çay tarımına başladıklarını,organik Bal üretimini gerçekleştirdiklerini, HES'lerle susuz kalacaklarını, Doğalarının bu şekilde kalmasının kendileri için daha iyi olacağını , ille bir yatırım yapılacaksa eko turizme yatırım yapılması gerektiğini ,bu yapılırsa her evin maddi gelirinin artacağını dile getirmeleri dikkat çekici idi.
Bölgelerinin asla bozulmaması için mücadelede kararlı olduklarını ve vadilerini canları bildiklerini ,şu ana kadar buradan ürettikleri ile çocuklarını okuttuklarını ve yaşamlarını sürdürdüklerini , yaşam alanlarına sahip çıktıklarını dile getirerek HES'lere HAYIR, EKOTURİZME EVET diyoruz dediler.
FINDIKLI HALKI GELECEĞİNE SAHİP ÇIKIYOR
Sermaye Piyasası Kurulunun seri:VIII. No:39 sayılı tebliği aynen şöyle .
"Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna Rize İli sınırları içerisinde kurulması planlanan 40MW kurulu gücünde Kanal tipi Paşalar HES üretim tesisine Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 13/12/2007 tarih ve 1406/5 sayılı kararı ile Ayen Enerji A.Ş 'ye 49 yıl süreyle Üretim Lisansı verilmiştir.Ve Lisans belgesi 02/01/2008 tarihinde Ayen Enerji A.Ş 'ye teslim edilmiştir".
Bunu anlamakta zorluk çeken Fındıklı halkı şaşkın . Neler oluyor ?
Evet gerçekten Ayen Enerji A.Ş'ye hangi anlayış çerçevesinde üretim lisansı verildiğini anlayamıyoruz. Çevresel etki değerlendirmesi çerçevesinde yapılan halkı bilgilendirme toplantısında ,HES'lerin yöre halkına faydası ve zararı konusunda ikna edemeyen yetkililerimiz ve şirket temsilcileri ÇED kurallarına bile uymadan Üretim izni nasıl alınabiliyor ya da verilebiliyor.
Fındıklı halkı Bilgilendirme toplantısı sonucu Ankara'da yapılacak toplantıya Fındıklı halkı temsilcilerinin davet edileceklerini beklerken, Rize'deki Tarım,Orman,Çevre,Kültür,Sağlık müdürlüklerinden bölgenin HES'lere uygunluğu konusunu yerinde inceleyerek rapor sunmasını beklerken adete yangından mal kaçırırcasına İlgili Firma Ayen A.Ş.ne üretim lisansının verilmesini anlayamıyoruz.
Bu HES'lerin bu bölge insanına hiçbir katkısı olmadığını herkes biliyor.
Bu HES'lerin doğamızı katledeceğini herkes biliyor.
Bu HES'lerin yöre insanını daha da fakirleştireceğini herkes biliyor.
Bu HES'lerin ekosistemi bozacağını herkes biliyor.
Bu HES'lerin yaban hayatını yok edeceğini herkes biliyor
Bu HES'lerin Ülkemizin gelecekte yaşayabilmek için insanlarımız için can suyu olduğunu herkes biliyor.
Bu HES'lerin Arılı ve Çağlayan vadilerini yok edeceğini herkes biliyor.
Ve Bu HES'lerin kaç tane HES yapılacaksa o kadar şirketin köşe olacağını herkes biliyor.
Ve bu HES'leri yapacak olanlar parasına para katacak, diğer yandan Fındıklı'yı Fındıklı yapan, koruyan ve yüz yıllardır burada deresi ile suyu ile yabanıl hayatı ile çayı ve fındığı ile yaşayan Fındıklı halkı yaşamsızlığa itilecektir..
Bu mümkün mü?
Hayır! Fındıklı halkının buna itirazı var.
Binlerce Fındıklı'lı bu HES'lere dün HAYIR dedi ve bugünde HAYIR diyor.
Ve Yarında HAYIR diyecek.
HES'lere HAYIR dedi, Çünkü yangından mal kaçırırcasına Devletin ilgili kurumlarından görüş bile alınmadan yapılmaya çalışılan projelerin HALK için olmadığını bildiği için HAYIR diyor.
HES'lere HAYIR dedi,çünkü KATLEDİLMİŞ BU DOĞADA YAŞAM OLMAYACAK …
Ama her şeye de hayır demiyor.
HES'lere HAYIR ama EKOLOJİK turizme EVET diyor. O bölgemizin ve insanlarımızın geleceğini çalacak ve yok edecek HES projelerinden bir tanesine harcanacak para , yöremizin turizm yatırımına harcansa Hem ekosistem bozulmayacak, çevre temiz kalacak ,yöremize iş sahası açılarak işsizlik sorunu çözülecek hem de yöremizde canlılık artacak ve turizm patlaması olacak. Ve gelişecek Turizmle yöre halkı daha mutlu ve huzurlu olacaktır. Bu nedenle; bir kez daha sağlıklı düşünmekte yarar var .
GELECEĞİMİZ İÇİN, ÇOCUKLARIMIZ İÇİN, SAĞLIKLI BİR ÇEVREDE MUTLU YAŞANTIMIZ İÇİN ; HES'LERE HAYIR DİYORUZ. Kaynak: FINDIKLI DERELERİNİ KORUMA PLATFORMU
Lazuri.Com - 15.02.2008 |