UNESCO: Türkiye'de 15 Dil Tehlikede
Tehlike altındaki diller atlasına göre üç dil, Ubıhça, Mlahso ve
Kapadokya Yunancası zaten kayboldu. Çerkes dilleri ve Zazaca "güvensiz",
7 dil "kesinlikle", 3 dil "ciddi anlamda", "Hertevin" diliyse "son
derece" tehlike altında. UNESCO'nun Türkiye'de dil koruma programı yok
BİA Haber Merkezi - Paris |
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) 21
Şubat Dünya Anadili günü öncesinde yayımladığı "Tehlike Altındaki
Diller Atlası"na göre, Türkiye'de 15 dil tehlike altında.
30'dan fazla dilbilimcinin çalışmalarıyla ortaya çıkan atlasa
göre bu dillerin dağılımı şöyle.
Son derece tehlikede olan diller: Hertevin.
Ethnologue.com'a göre Siirt kökenli, Kuzeydoğu Arami dilerinden
olmasına karşın diğerlerinden oldukça farklı bu dili 1999'da bin
kişi konuşuyordu.
Ciddi anlamda tehlikede olanlar: Gagavuzca,
Türkiyeli Yahudilerin konuştuğu Ladino ve Süryanice.
Kesinlikle tehlikede olanlar: Abazaca, Hemşince,
Lazca, Pontus Yunancası, Çingene dilleri (Atlasta yalnızca Romani
bulunuyor), Süryanice'ye benzeyen Suret (atlasa göre Türkiye'de
konuşan kalmadı; konuşanların çoğu göçle başka ülkelere gitti) ve
Ermenice.
Güvensiz durumda olanlar: Abhazca, Adige,
Kabar-Çerkes dilleri ve Zazaki (Zazaca).
Kaybolup giden üç dil
Atlasa göre Türkiye'deki üç dil kayboldu. Kapadokya Yunancası,
dünyada da son derece tehlike altında. Diyarbakır Lice'deki Kamışlı
köyünde konuşulan Mlahso da kayboldu. Suriye'ye göçen köylülerden
İbrahim Hanna'nın 1995'te ölümüyle bu dil de öldü.
Ubıhça da Tevfik Esenç'in 1992'de ölmesiyle
kayboldu.
Tehlike faktörleri
UNESCO bir dilin ne derece tehlike altında olduğunu
sınıflandırmak için dokuz ölçüt kullanıyor:
- Dilin kuşaktan kuşağa aktarılması
- Dili konuşan kişi sayısı
- Dili konuşanların toplam nüfusa oranı
- Dilin kullanım alanlarında değişiklikler
- Yeni alanlara ve ortamlara dilin tepkisi
- Dilin öğrenilmesi, o dilde okuma yazma öğrenilmesi için
gerekli materyallerin varlığı
- Devletlerin ve kurumların tutum ve politikaları, buna dilin
resmi durumu ve kullanımı da dahil
- Toplumun bireylerinin kendi dillerine yönelik tutumu
- Dille ilgili varolan belgelerin miktarı ve niteliği.
Türkiye'de dil koruma programı yok
UNESCO, birçok ülkede tehlike altındaki diller için koruma
programları yürütüyor. Örgüt kültür, eğitim, iletişim ve bilgi ve
bilim alanlarında dillerin güçlendirilmesi için çalışıyor. Ancak
Türkiye'de yürüttüğü bir dil koruma programı yok.
Bir dil yok olmaktan nasıl korunabilir?
UNESCO kılavuzunda bu sorunun yanıtı şöyle:
"Bir dili yok olmaktan koruyabilmek için yapılabilecek en önemli
şey insanların o dili konuşabilmesi ve çocuklarına öğretebilmesi
için uygun koşulları yaratmaktır. Bu genellikle, azınlık dillerini
tanıyan ve koruyan ulusal politikaların, anadili eğitimini
destekleyen eğitim sistemlerinin, o dili konuşan toplulukla
dilbilimciler arasında bir yazı sistemi ve biçimsel yapı kazandırmak
için yaratıcı bir işbirliğinin varolmasını gerektirir.
"En belirleyici etken dili konuşan topluluğun dile yönelik tutumu
olduğundan, çok dilliliği ve azınlık dillerine saygıyı yüreklendiren,
bir dili konuşmanın ödev değil, zenginlik olduğunu hissettiren
toplumsal ve siyasi bir ortam oluşturmak esastır.
"Bugün bazı diller çok az konuşanı kaldığı için sürdürülemez
durumda, ama dilbilimciler, dili konuşan toplum da bunu sterse,
hiçbir iz bırakmadan kaybolmasın diye dili olabildiğince kayda
geçirebiliyorlar." (TK)
Kaynak: BİA Haber Merkezi - Paris »»
_____________
Türkiye'nin Dilleri
Türkiye'de Türkçe'yle birlikte 36 dil konuşuluyor.
BİA Haber Merkezi - İstanbul / Kerem MORGÜL |
2000'den beri her yıl kutlanan 21 Şubat Uluslararası
Anadili Günü, bu sene Birleşmiş Milletler Genel Konseyi
tarafından ilan edilen Dünya Diller Yılı'nın
başlangıcına da işaret ediyor.
Dillerin sadece bir uzmanlık alanı olmadığını, tüm
sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamın merkezinde olduğunu
vurgulayan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür
Kurumu (UNESCO) Genel Müdürü Koiçiro Matsuura UNESCO'nun
Dünya Diller Yılı için seçtiği sloganın altını çiziyor:
“Diller Önemlidir!”
Türkiye'nin dil envanteri güncel değil
Türkiye'de konuşulan dilleri dünya dilleri üzerine
kapsamlı çalışmalara yer veren ethnologue.com'un Türkiye
raporundan derledik. Rapora göre Türkiye'de
Türkçe'yle birlikte 36 dil konuşuluyor. Ancak
Ethonologue'un rakamları da birçok dil için eski. Çoğu
1980'lere ya da 1990'lara ait. Bu durum, Türkiye'nin
dilleri için de güncel çalışmalara ihtiyaç olduğunu
gösteriyor.
Abazaca: 10 bin civarında insan
tarafından konuşuluyor (1995).
Abhazca: 35 bin (1993) Abhazyalının
4 bin kadarı (1980) tarafından çoğunlukla Çoruh, Bolu ve
Sakarya'da anadili olarak konuşuluyor.
Adigece (Çerkesçe): 1965 nüfus
sayımında önemli bölümü Kayseri, Tokat ve
Kahramanmaraş'ta 71 bin kişi tarafından anadili olarak
konuşulduğu tespit edildi.
Arapça (Kuzey Mezopotamya): Mardin
ve Siirt ağırlıklı olmak üzere 400 bin kişi bu dili
konuşuyor (1992).
Arnavutça: 65 bin Arnavut'un 15 bin
kadarı konuşuyor (1980).
Azerice (Güney): Çoğu Kars'ta 530
binden fazla kişi tarafından konuşuluyor (1996).
Boşnakça: Ağırlıklı olarak Batı
illerinde olmak üzere 20 bin kişinin anadili (1980).
Bulgarca: Bulgaristan göçmenleriyle
birlikte 300 bin kişi konuşuyor (2001).
Çingene Dilleri: Ethnologue.com'un
Domari ve Romani olarak ikiye ayırdığı dilleri toplamda
50 bini aşkın kişi konuşuyor.
Ermenice: 70 bin civarında
Ermeni'nin 40 bini konuşuyor (1980).
Gagavuzca: 327 bin kişi konuşuyor
(1993).
Gürcüce: Başta Artvin, Ordu ve
Sakarya olmak üzere 40 bini aşkın kişi tarafından
konuşuluyor (1980).
Kabartayca (Çerkesçe): Önemli kısmı
Kayseri ve çevresinde 202 bin kişi konuşuyor (1993).
Kazakça: 600 kadar kişi konuşuyor
(1982).
Kırgızca: Van ve Kars yörelerinde
binden fazla kişi konuşuyor (1982).
Kırım Türkçesi (Balkan Tatarcası):
Tam olarak kaç kişi tarafından konuşulduğu bilinmiyor.
Özellikle Ankara'nın Polatlı yöresindeki Tatar
köylerinde kullanılıyor.
Kumukça: Birkaç köyde konuşuluyor.
Kürtçe: Ethnologue.com Zazaca,
Dimlice ve Kırmançi ile Kırmançi'nin lehçeleri sayılan
Şikaki ve Herki'yi ayrı diller olarak değerlendiriyor.
Tüm bunlar Kürtçe ana başlığında toplanırsa 5 milyondan
fazla kişinin anadili olarak Kürtçe konuştuğu
söylenebilir. KONDA'nın 2007 tarihli
araştırmasına göre kendini Kürt olarak
tanımlayanlarsa 11,5 milyon civarında.
Ladino: Çoğu İstanbul ve İzmir'de 8
bin kişi konuşuyor (1976).
Lazca: 30 binden fazla kişi anadili
olarak konuşuyor (1980). KONDA'ya
göre Türkiye'de kendini Laz olarak tanımlayanlar 220
bin civarında. Ağırlıklı olarak Rize'nin doğusu ve
Artvin'de konuşuluyor.
Osetçe: Digor lehçesi Bitlis,
Erzurum, Kars, Muğla ve Antalya yörelerinde konuşuluyor
(1993).
Özbekçe: Hatay, Gaziantep ve Urfa'da
2 bine yakın kişinin anadili (1982).
Rumca (Yunanca): Büyük çoğunluğu
İstanbul'da 5 bine yakın kişi konuşuyor (1993).
Süryanice: Ethnologue.com tarafından
Turoyo ve Hertvince gibi lehçeleri ayrı ayrı
değerlendirilen Süryanice yok olma tehlikesiyle karşı
karşıya. Hertvince lehçesi Siirt'te 1000 kadar kişi
tarafından konuşuluyor (1999). Turoyo ise Mardin
yöresinde 3 bin civarında insanın anadili (1994).
Tatarca: İstanbul'daki Tatarlar
tarafından konuşuyor.
Türkçe: Türkiye nüfusunun yüzde
90'ının anadili (1987). KONDA'ya göre bu oran yüzde 85.
Türkmence: Tokat ve çevresinde bin
kadar kişi tarafından konuşuluyor (1982).
Uygurca: Çoğu Kayseri'de 500 kişi
konuşuyor (1981). (KM/TK)
Kaynak: BİA Haber Merkezi »»
Lazuri.Com - 25.02.2009 |