OTOBİYOGRAFİM 

Muhammet TUNÇSAN

Hasan babadan olma, Fadime anadan doğma; 1956 yılında Rize'nin Pazar ilçesinin şirin köylerinden Laroz'da doğdum. İlkokulun yarısını tünelin batısında, diğer yarısını da doğusunda Laroz'da, yani İkiztepe'de okudum. İki yıl Melyat'da kuran kursu eğitimi aldım. Bir arkadaşımla birlikte, üç ay(ramazan ayıda içinde) Cabat'da imamlık yaptım.

Ortaokulu ve liseyi Pazar'da okudum. İki yıl Bostancı-Adalar arasında su taşıyan bir tankerde çalıştım.

İki yıllık eğitim enstitüsünü bitirerek, 1979'da sınıf öğretmenliğine başladım. İlkokuldan beri resim yaparım. 1979 yazında, Rize Kapalı Spor Salonu'nda izleyicilere açık duran resim sergisini 3 arkadaşımla beraber düzenledik. Bu sergimiz 13 Ağustos 1979 Pazartesi günkü Hürriyet gazetesinde haber olarak yayınlandı.

30 Ekim 1998'de 8 arkadaşım ile birlikte açtığım "Görme Biçimleri" adlı sergide çizim tarzım değişmişti. O süreçte Karikatürcüler Derneği'ne üye oldum. Karma birçok sergiye halen katılmaktayım.

Çizgi roman çalışmam da oldu. Ogni'de yayınlanan "Osman Nuri" adlı ilk Lazca çizgi roman bana aittir.

Çeşitli konularda yazdığım yazılar, değişik yayın organlarında yayınlandı ve halen yayınlanmakta.

Halen sınıf öğretmeni olarak çalışmaya devam etmekteyim.

Kağıdı keşfettiğimden bu yana resim çiziyorum. İlk çizimlerim, "oxori jilemonas" kömür ile yaptığım çizimlerdir. Daha sonra, bizim ora insanları evlerini sevmez oldu. Yıkıp yenisini yapmak için yarışmaya başladılar. Her tarafta bolca çimento torbaları bulunuyordu. Bende, kağıdı böylece keşfettim. Çizimlerimi kağıda yaparken, katlayıp defter yapmayı da keşfettim.

Okulda, tahtayı ve tebeşiri görünce sevindim. Hemen güzel bir gemi çiziverdim. Öğretmen aferin diyecekti, arkadaşlar arasında kariyer yapacaktım. Olmadı, Sait Hoca kulağımı çok kötü çekti. Tahta boyu çizdiğim o güzel gemi bir işe yaramamıştı. Çok sonra anladım ki; sorun beğenmemeleri değil, kolay alınamayan tebeşiri ziyan etmem olmuştu. Bir daha, tahtaya resim çizmedim. Sarı çimento torbasından icat ettiğim defterlere çizmeye devam ettim.

Rivayet edilir ki, güya sarı defteri ben icat etmişim. Doğru ise de, patent almayı unuttuğum için bir işe yaramadı. Şaka tabi…

Okulda matematik defterimiz sarı defter idi ve benim icat ettiğimden çok daha kaliteliydi.

Affedin, yine çenem düştü; sizi okumakla yordum.

Ayrıca; evliyim, Yeşim ve Can isimlerinde iki çocuk babasıyım.