FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Laz Halk İnançları Ve Söylenceler Üzerine Araştırma Notları / Esat SARI / Lazuri.Com
 

  Uyari: Bu sayfada Lazca sözcükler için "Alboni Font"(yazı karakteri) kullanılmıştır. "Windows \ Fonts" dizininde Alboni Font olmayanlar karakterleri yanlış görecektir. Bunun olmaması için Windows\Fonts dizinine [Alboni Font'u buradan yükleyebilirsiniz]. Ayrıntılı bilgi için Lazuri Font ya da LazuriPC sayfamızı okuyunuz.

Laz Halk İnançları Ve Söylenceler Üzerine Araştırma Notları

Lazlarda, cennetin de gökyüzünde olduğuna; ölen insanlardan iyi huylu olanların göğe yükselip, Ay'a ve yıldızlara gittiğine inanılıyordu. İnsan ruhunun göğe yükselmesi bir kutsanma sayılmaktaydı. İnsan ruhunun, göğe yükseleceği zaman gök kapısının(Méa nekna) açıldığı ve oradan içeriye geçtiğine inanılmaktaydı. Gök kapısının açıldığını görenler de kutsanmış sayılıyordu. Bugün, Lazlar arasında yaygın olarak kullanılan "Méaşa exûi= Göğe yüksel" temenni sözü, göğe yükselmenin hâlâ önemsendiğini ve unutulmadığını göstermektedir.

Esat SARI

İnsanlık tarihi boyunca toplumlar, yaşadıkları coğrafya ve içinde bulundukları üretim süreçlerine bağlı olarak biçimlenen birçok dinsel inanç ve buna bağlı ibadetler geliştirmişlerdir. Nedeni bilinemeyen doğa olaylarının yorumlanması ile ortaya çıkan inançlar; toplumların düşün gücünü, yaşama anlayışını, evreni ve tabiat olaylarını nasıl algıladıklarını göstermesi bakımından önemlidir.

İnançlar ve buna bağlı söylenceler, dilden dile anlatımla yayıldığından kullanılan dille de yakından ilişkilidir. Dilin gelişmesine önemli katkıları olduğu gibi, dilin anlatım zenginliği de inanç ve söylencelerin aktarılmasında önemli etken olmuştur.

İnançlar ve söylenceler toplumların anadillerinde şekillenir. Anadillerini unutan toplumlarda inanç ve söylencelerin unutulduğunu, kültürel kimliklerinin bir parçasının kaybolduğunu görüyoruz.

Taş devrinden beri insan yaşamının var olduğu bilinen antik Kolxeti'de[1] birçok yerli kabilenin yaşadığını, zaman içinde kaynaşarak günümüze kadar varlığını sürdürebilen halkları oluşturduklarını biliyoruz.[2] Kolxeti kültürünün mirasçılarından olan Lazlar, Güney Doğu Karadeniz kıyılarında otokton olarak yaşamaktadırlar.

Günümüze kadar ulaşan bazı inanç kalıntılarına ve ritüellere baktığımızda; kendilerine özgü bir inanç sistemlerinin olduğunu ve buna ait bazı inanışların günümüzde de geçerliliğini koruduğunu görmekteyiz.

Lazların bilinen en eski inançları Paganizim ile günümüz İslam inancına gelinceye kadar; eski inançlarını çok kolay terk etmediklerini ve yeni inançlarıyla eskileri bir arada yaşattıklarını da biliyoruz.

Tespit edebildiğimiz eski Laz inancına göre doğa güçlerinin bir ruhu ve bunları yöneten Tanrıları vardı. Doğa güçleri Tanrıların istekleri doğrultusunda insanlara iyilik veya kötülük yaparlardı. İnsanlar yapacakları işlerde Tanrıların rızasını almak zorundaydı. Bunun için de belli günlerde veya olağanüstü durumlarda Tanrılara kurbanlar sunarak toplu ayinler yaptıklarını söyleyebiliriz. Bu ayinler genellikle "Oxvame" adı verilen özel olarak hazırlanmış yerlerde yapılmaktaydı.

Lazlar; İnanmak=Ocera, İbadet/Dua=Oxvamu, Beddua=Meyoçama, İbadet yeri/Tapınak=Oxvame, Kurban=Tisya gibi dinsel kavramların hâlâ anadilleri olan Lazcadaki karşılıklarını kullanmaktadırlar. Bu da kendi kültürel yapılarından ortaya çıkan otokton bir dinsel anlayışa sahip olduklarının işaretidir.

Lazlar evrenin,

a) Méa: Gökyüzü
b) Dixa: Yeryüzü
c) Leûa tude: Yerin altı olarak üç katmandan meydana geldiğine inanmaktaydılar.

İnançlar ve söylenceler, bu katmanlarda meydana geldiğine inanılan olayların yorumlanması sonucunda ortaya çıkmıştır.

Buralarda birçok Tanrı ve mitolojik varlıkların yaşadığına inanılmaktaydı.

Gökyüzü(Méa): Eski insanların düşün dünyasını en çok etkileyen katmanlardan biri olmuştur. Buradaki sonsuz boşluğun vermiş olduğu derin duygu, gök varlıklarının hareketleri ve bu boşlukta meydana gelen tabiat olayları(Gök gürlemesi, şimşek çakması, yıldırımlar, Ay ve Güneş tutulmaları, Güneş'in ve Ay'ın doğup batmasıyla meydana gelen değişiklikler) insanları etkilemiş, çeşitli yorumlar yaparak sebeplerini açıklamaya yöneltmiştir. Tabiat olayları karşısında kendini korumasız ve güçsüz hisseden insanoğlu, korktuğu olayların etkisinden kurtulmak için kendine yardım edecek kurtarıcı kahramanlar yaratmıştır. Bu kahramanları sayesinde zayıf düştüğü doğa karşısında üstünlük sağlayacağına inanıyordu. Zaman içinde bu düşünceler yaygınlaşarak toplum tarafından kabul gördü ve inançlar oluştu.

Gökyüzü, aydınlığın mutluluğun kaynağı olarak bilinmekteydi. İnsanların iyiliğini düşünen baş Tanrı Ğormoti,[4] Ana Tanrıça Şana,[3] Güneş=Mjora, Ay=Tuta ve Yıldızlar=Muruéxi gibi kutsal varlıkların burada yaşadığına inanılıyordu.

İnsanlar kendilerini de gökyüzündeki varlıkların bir parçası olarak görüyorlardı. Bu konuda gök cisimleri için söylenen şu dizeler buna örnek teşkil etmektedir.

Mjora Nanaşüimi Güneş benim annemdir
Tuta Babaşüimi, Ay da benim babamdır
Öuûa öuûa murunéxepe, Küçük, küçük yıldızlar
Da do Cumaşüimi. Bacım kardeşimdir benim.

Lazlarda, cennetin de gökyüzünde olduğuna; ölen insanlardan iyi huylu olanların göğe yükselip, Ay'a ve yıldızlara gittiğine inanılıyordu. İnsan ruhunun göğe yükselmesi bir kutsanma sayılmaktaydı. İnsan ruhunun, göğe yükseleceği zaman gök kapısının ( Méa nekna ) açıldığı ve oradan içeriye geçtiğine inanılmaktaydı. Gök kapısının açıldığını görenler de kutsanmış sayılıyordu. Bugün, Lazlar arasında yaygın olarak kullanılan "Méaşa exûi=Göğe yüksel" temenni sözü, göğe yükselmenin hâlâ önemsendiğini ve unutulmadığını göstermektedir.

Yeryüzü(Dixa): Dünyaya gözlerini açan insanoğlu yaşamı boyunca mücadele ettiği doğa ile kurduğu ilişkilerinin sonucunda birçok inanışlar ortaya çıkarmıştır.

Doğadaki besinlerle beslenen, sularından içen insanoğlu bunların faydalı olduğunu keşfettiğinde bunlarda bir Tanrısal güç olduğunu düşünmüş ve doğayı; kendisini sütüyle besleyen, tehlikelerden koruyan, üşüdüğünde ısıtan anne ile karşılaştırarak ortak özellikler oluşturmaya başlamış, bu ortak özelliklerin belirgin hale gelmesinden sonra doğanın da bir anneye benzeyen gücü olduğu düşüncesi toplum tarafından kabul görmeye başlamış ve bu düşünce zaman içinde Ana Tanrıça inancına dönüşmüştür. Lazlar Ana Tanrıçaya "Şana" demekteydiler.

Eski insanlara göre her şeyin bir Tanrısı vardı. Dağların, derelerin, bitkilerin, ormanların, hayvanların, suların, yağmurun, rüzgarın, ateşin birer Tanrısı vardı. Bir de bazı bitkilerin ve hayvanların koruyucusu olduğuna inanılan; Dida mangisa, Ona dida, Aneneri, Germa Üoçi, Öinüa gibi adlar verilen insan görünümlü mitolojik varlıklar vardı.[5] Bunlarla ilgili birçok hikaye günümüzde hâlâ anlatılmaktadır.

Yerin altı(Leûa tude): Kötülüklerin kaynağı, karanlık güçlerin bulunduğu yer olarak bilinmekteydi. Yerin altından insanlara yıkım getiren; ürkütücü, korkutucu varlıklar olan; Galenişi=Hortlak(Lazcada dışarıya ait olan, ya da dışardan gelen anlamına gelmektedir), Dundo/Dundu, Oburi, Koncolozi, Ağirbasani, Cazi(Cadı) gibi kötülük için yaratılmış varlıklar burada yaşamaktaydı.

Kötü insanların ruhlarının da yerin altına gittiğine inanılmaktaydı. Bu ölülerin ruhlarının, dünyada yaptıkları kötülüklerden dolayı, burada azap çektikleri için sık sık hortlayarak dünyaya geri geldikleri ve insanları korkuttukları anlatılmaktadır. Bu gibi durumlarda ölüyü tanıyan yaşlı insanlar bir araya gelerek, çeşitli dualar ve bazı efsunlu sözler söyleyerek onu ikna etmeye çalışır, mezara geri dönmesi sağlanırdı. Bir daha geri gelmemesi için mezarının ortasına kiraz ağacından yapılmış büyükçe bir kazık çakılırdı.

Bir sonraki yazı "oxvame"

 

[1] - a) R.Gachechiladze, A. Chanturia, Soviet Georgia, s.8 Tbilisi, 1977
      b) Bilge Umar, Türkiye'deki Tarihsel Adlar, s.453, İnkılap Kitapevi İst. 1993
[2] - Yurt Ansiklopedisi, cilt 9,s.6352/b Anadolu Yayıncılık, İst. 1982–83
[3] - Niko Berdzenişvili- Simon Canaşia, Gücüstan Tarihi, s.80, Sorun yayınları
[4] - B. Ömer Büyüka, Abhaz Mitolojisi Anaçmı, s.142. İstanbul Matbaası 1971
[5] - Bknz. Niko Berdzenişvili-Simon Canaşia, a.g.y. s.80. "Adgilis Deda"

 

Lazuri.com / 16.03.2007



..

HORON & TULUM
Horon ve Tulum Kursu

Lazca Kurs
Lazuri Doviguram

KAZIM KOYUNCU (DVD)
Sarkilarla Geçtim Aranizdan - Kazim Için Bir Film

KARAKUTU

   

 
Copyright © 2002-2024 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.