Nereye gitsem Annemin yüreğinde yarayım
Gülümün yüreğinde güçlü bir acı
Nereye gitsem acıyı oraya götürüyorum
Ağlamayı biliyorum unuttum gülmeyi
Hatırlamıyorum mutlu bir şarkıyı
Nereye gitsem ağlamayı oraya götürüyorum.
Bir güvercin öldü evimde
Bir aşk öldü bu yüreğimde
Nereye gitsem ölümü oraya götürüyorum
Canım çıkıyor, kalıyorum yalnız
Kardeşim bir rüyada kalıyor
Nereye gitsem orada kimsesiz kalıyorum. |
E gülüm
O köyün tepesine çıkamadım
Bu kadar yukarda bir köy olur mu
Gülümün kokusu orada kaldı
Bu köyü kim kurduysa kafası kopsun
Ayaklarım yürümedi, vazgeçtim
O tepeye kimse için çıkmam
Beni seviyorsan sen buraya gel
Gün bitti, ay köyün üstüne oturuyor
Erkekler camiye girdi sırayla
Baban en önde durdu
Anne komşuda ise
Bohçanı al da bana gel.
Acaba şimdi ne hayal ediyorsun
Bir an için de beni hatırlıyor musun?
Ölünce cennete gidemezsin
Kırılmış kalbimi onarmazsan
Ben döndüm artık dayanamıyorum
Kimi düşünüyorsan o evlensin seninle
Sonra ağlamak kâr etmez
Kalbinin yerinde taş mı var e gülüm?
|
Hangi dili öğrensem sana konuşmaya?
Uzaktın
Niye yanmayacaktım
Sustum
Sustuğumda gülüyordun
Ağlar mıydın?
Kör oldum
Seni görmeye
Lal oldum
Seni seviyorum demeye
Topalken
Sana gelmeye
Gelmeyecek miydin?
Nasıl anlatılır bu ağır özlem
Nereye koymalı hangi kelimeyi
Hangi yağmur vursun
Benim kuraklığımı
Yağmayacak mıydın?
Hangi kelimeyle özler
Bir Eskimo güneşi
Ne mırıldanır
Çölde bir kum tanesi
Dört mevsimi olan bir memleketteyim
Kelime yok burada
Özlemi anlatmaya
Gelsen şimdi
Sana dokunmaya
Elim mi var
Ne desem biraz eksik
Ağlasam, kaldı mı gözyaşlarım?
Aç mıyım?
Çıplak mıyım?
Özleminle ört beni! |
Hayat
Çocukluk kuş olmaktır, nereye uçabilirsen
Sonra ki düşeceksin
Bir daha kalkamayacaksın
Aşk bir denizdi, bütün balıklar oradaydı
Bir balık yüzemiyor
Deniz balığı öldürdü
Evlilik arabaydı, iki öküzle yürürdü
Bir öküz durdu, öbürü dayanıyordu
Araba artık yürümüyor,öküz öküzü öldürdü
Yaşamak bir evlek, vakit çabucak geçti
Kazmayı vurana kadar, benim sıram geçti
Şimdi mısırı kim kıracak? |
Kayıp
Çok yollardan gittim
Sana çıkamadım
Sen dün akşam benimdin
Şimdi nerelere gittin
O kar gibi yüzünü
Başka kimler gördü
Kiraz dudaklarını
O kimler soldurdu
Gideyim de gelemeyeyim
Uzak yollarda kalayım
Seni sevmek için
Hangi denizde boğuldum
Seni seviyorum diyordun
Şimdi uzağa gittin
Elimi başkasına sürmedim
Senin toprağına gittim
Ölmeyi düşündüm
Sensiz ölemedim
Ağlamayı düşündüm
Sensiz ağlayamadım
Gülüm lütfen gel
Gittin günüm öldü
Gecelerde mahsur kaldım
Güneşim kayboldu
Anne yüreğim yanıyor
Ne oldu bana böyle
Anne ben yalnızım
Yüreğim parçalandı
Ne söyleyeceğimi bilmiyorum
Benim çiçeğim soldu
Anne sen nerde kaldın
Ellerim soldu |
Paylaşma
Pantolonum yırtıldığında annem yamadı
Yüreğimdeki yırtıkları şimdi kim yamasın
Nasıl yamanır yırtık yürek?
Yağmurun toprağı ıslatması gibi gözyaşları döktüm
Toprakta ağaçlar çıktı, yüreğimde bir yaprak yok
Nasıl ıslanır kurak yürek?
Yaşamaktan korktum soluğum kesildi
Kurbağa gibi zıplayıp zıplayıp düştüm
Korkudan çatladı benim yüreğim
Sevmekten korktum hepsi senin yüzünden
Bir adama bu kadar acı çok değil mi?
Yükümü paylaş e gülüm benim |
Saklambaç
Geceydi ben susunca
Yağmur dokundu rüyalara
Öldü uyku
Yalandı bakışların
Yağmur bilmiyordu gözlerin nerede
Sordum
Verdim soğuk bir gecede
Rüzgara yüreğimi
Ağlıyordum
İnadına bir kelimeydi aşk
Çırılçıplaktı acı
Ardımda kalabalık bırakmadan
Çıktım yola
Kayboldu düşlerim
Ne kadar kalabalıktım oysa
Korktum
Bir kediye saklandım |
Anlama
Yıldızlar denize sığmıyor ise
Bu dünyaya bu kadar niye sarıldık
Adam öldürdük, yalan söyledik, değer miydi?
Kelebeklerin ne kadar ömrü var
Yine de gözleri arkada kalmadı
Çocukları gömüyorlar duydun mu?
Ana yüreğinde kurşun niye duruyor
Biz yine de adam diye geziyoruz
Onun yüreği sevginin değil miydi?
Tanrı bize sesi ne için verdi
Susanın dili çürüsün
Yaşarken gömdüler bizi anladın mı? |
Beni sevginle öldür
Beni severek öldür
Ellerinden öleyim
Bugün sevginin günü
Yüreğimde taş duruyor
Beni severek öldür
Bugün sevginin günü
Can ne kadar da güzel
Senin ellerinde dururken
O canla ben ne yapayım?
Ellerinde kurumayınca
O kadar uzağa gitme
Elinden at silahı
Niye tutuyorsun elinde bıçağı
Ölmemi istiyorsan
Beni severek öldür |
Sonbahar
Bu ne biçim sonbahar
Düştüm yaprak gibi
Toprakta hiç yaprak yok
Burada da yalnız mıyım?
Güçlü esiyor rüzgar
Beni ağaçtan düşürdü
Bir de güçlü soğuk var
Yüreğimde kar duruyor
Bu ne biçim sonbahar
Her şey kırmızı
Canı gitti toprağın
Şimdi sıra kimde?
Yağmur hiç düşünmüyor
Nereye düşüyorum, kim ıslanıyor
Rüzgarın aklı yok
Göğüste bıçak gibi
Bu ne biçim sonbahar
Nereye gitti annem
Nereye gitti kardeşlerim
Bu ne biçim soğuk var
Yürek buz
Çiçeğin kokusu yok
Bu ne biçim sonbahar
Her şey döküldü-nereye döküldü? |
Şimdi uzaklardasın
Şimdi uzaklardasın ve bir gölge kırılıyor içimde
Bir donanma, ağır ve soğuk
Yüzlerce bomba, binlerce mermi hepsi içimde
Şimdi uzaklardasın ve bu denizin tuzu yok!
Paslanmış asma kilidi, bu yürek benim
Fırtınaya sığınıyor içimdeki deli
Gözlerim kör, kulaklarım sağır, bu gözyaşları benim
Şimdi uzaklardasın ve yok elim! |
“Karadeniz otoyoluna”
Söz bitti
Herşey sustu
Denizin üstünde taş yürüyordu!
Rüya mıydı, gerçek mi
Balık dağda geziyordu!
Yürekte makine yürüyor
Can çıkarıp taş koyuyor
Kan siyaha döndü
Adını Karadeniz koydular
Gerçekten karasın şimdi
Nereden buldun adını
Ey gidi Karadeniz
Gerçekten karasın şimdi
Ağaçlar duruyordu tepende
Kızların saçları gibi
Saçlarını kestiler
Yine çıkıyor mu sesin
Sana bakınca
İnsanın aklı gidiyordu
Ne oldu sana böyle
Göğsünü kim yırttı
Can çıkıyor şimdi
Sana bakınca
Ey gidi Karadeniz
Gerçekten karasın şimdi
***
Unuttum bildiğim bütün sesleri
Uzaktım,neden bilmiyorum
Kuşlar geçiyor her ölüm olduğunda
Sesi yok hiç birinin
Ne gözyaşı ağladıklarında
Deniz kenarında duruyorum
Nerde bunun kokusu
Rüzgar var, kımıldamıyor bir yaprak
Ne biçim ateş bu, bunun nerde dumanı
Denizler ve topraklar yerlerini değişti
Şimdi denizde ağaç dikili
Tepede geziyor balık
Gözyaşı bitti, kimse ağlamıyor şimdi
Ne denizin kokusu var,ne tepenin dumanı
Şimdi burda ağlama, cenaze var
Kendimize ağlayalım
Kendi ölümümüzü gördük
Nasıl nereye gömülelim
Elde bir şey kalmadı
Ne ev ne yemek
Aşk nasıl bir şeydi
O nereye gitti şimdi
Dağıldı her şey
Bir ağıta durduk
Hiç ki gözyaşı yok
Bu ne biçim ağıttır |
Ne istersen yap
Eski bir ev gibiyim, yoruldum
Rüzgar esince dökülüyor tuğlalarım
Unuttuğum şeyler her tuğla
Onlar da bitiyor, yoksa ben yıkılıyor muyum?
Camlar kırıldı, o senin gözlerindir
Kapım kırıldı, bu yüreğimdir benim
Boyalarım döküldü, bu benim yüzümdür
Kiremitler döküldü, bunlar benim saçlarım!
Kimse ki geçmiyor, burada yol bitiyor mu?
Kuşlar ki gelmiyor, onlara ne yaptım?
Gittin kadınım, evimi yıktın
Ben ölüyorum e tanrım, bana ne istersen yap! |
Gitme
Gözüm görmüyordu sensiz
Seni görünce yıldızları gördü
Gitme, kör olmayayım ben yine
Kulaklarım duymuyordu sensiz
Senin sesini duydu, kuşları duydu
Gitme, sağır olmayayım ben yine
Yüreğim titremiyordu sensiz
Seni sevince kelebeklere benzedi
Gitme, ölmeyeyim ben yine |
Bende yok
Yürekte çıkan dumanın
Kokusudur senin kokun
Doluyorsun içime yandıkça ben
Yürektesin gittikçe
Bu senin gölgendir
Ki gözlerimi kapatan
Başka bir şey göremiyorum
Benim dünyam sensin
Gittin
Gittin ve
Kalmadı senden başka bir şeyim
Bir tek “sen”im var
Yok başka bir şeyim |
Seni bekledim dün gece
Seni bekledim dün gece.
Yine gelmedin
Sensin sandım bana gelen
Tüm gölgeleri.
Senden sandım gelen
Tüm sesleri.
Yalnızdım,
Ağlamıyordum,
Şarkılar geliyordu bana.
Parçalıyorlardı gönlümün
Kırılmamış yerlerini.
Sana gittim
Senin evine
Bir sesini duymak için
Hiçbir şey söylemiyordun
Yalnızdın,
Ağlamıyordun sen de.
Kedi vardı yanında seninle
Yalnız o ağlıyordu. |
İsteksizce
İsteksizce esiyor rüzgâr
Can, kestane ağacının tepesinde
Kaybettiler birbirlerini
Yürek ve aşk
Ne sen varsın burada ne de bana şarkı Söyleyen
Çürük adamlarız
İçi boşalmış
Sen gittiğinden beri
Sen gittiğinden beri
Ağlamalar yürekten değil
Sarplı bir cadı geziyor
Her şeyin dışında
Kısa cadılarız
Ayakları dönmüş
Hepimiz senin dışında.
|
|