Kıvanç KOÇAK - Ankara
              'Üst kimlik Türkiyelilik olmalı'
            Başbakanlık İnsan Hakları Danışma 
              Kurulu'na bağlı "Azınlıklar ve Kültürel 
              Haklar Komisyonu"nun hazırladığı "Azınlık 
              Hakları Raporu"nun yarattığı tartışmalar 
              sürüyor. Konuyla ilgili görüşlerini almak üzere, raporu yazan 
              komisyonun başkanı Prof. Baskın Oran Birgün'ün sorularını 
              yanıtladı.
            Raporun bu kadar tepki görmesinin nedeni nedir sizce?
            Çünkü Türkiye'de ilk defa bütün itirazları bir araya getiren 
              bir rapor yayınlanıyor. Bazıları durdukları 
              zeminin ayaklarının altından kaydığının 
              farkına vardılar. Farklı düşünen insanlara ibadet, 
              din, dil özgürlüğü vermeyen o zemin, ayaklarının 
              altından kayıyor artık.
            İtirazlardan söz ettiniz. Bu itirazların toplandığı 
              en temel noktalar neler?
            Bunun için aslında raporun tamamını incelemek lazım 
              elbette. Ama temel itirazların iki noktada olduğu söylenebilir. 
              Birincisi Anayasa'nın 3. maddesine. Bu maddeyle "devletin 
              dili" düzenlenmiş Devletin dili olmaz. Devletin "resmi 
              dili" olur. Bunun dışında bir sürü dil konuşulur, 
              yazılır. Devlet, vatandaşın konuştuğu 
              dile karışmaz. Bir diğer nokta da "Türkiyeli" 
              üst kimliğinin kabul edilmesi. Biz raporda işte bunu önerdik. 
              Oysa üst kimliğe "Türk" derseniz, diğer alt 
              kimlikleri dışlamış olursunuz.
            "TÜM VATANDAŞLARA TAM EŞİTLİK"
            AB'nin azınlıklar konusundaki yaklaşımı 
              konusunda ne söylenebilir?
            Bir ülkede azınlık var mı yok mu diye devlete sorulmaz. 
              Azınlık yetki ve statüsü vermek devletin yetkisindedir. 
              AB'nin istediği aslında çok basit: "Bütün vatandaşlarına 
              aynı muameleyi yap. Vatandaşlarına eşit davran". 
              İşte bunu diyorlar. Örneğin Sünni Müslüman camide 
              ibadet yaparken elektrik-su parası vermiyorsa, Aleviler de 
              cem evlerinde elektrik-su parası vermesinler. Ya da Lozan Anlaşması'na 
              rağmen Ermeni okullarında Ermenice yasaklandı Türkiye'de. 
              "Böyle şeyler olmasın", AB'nin dediği, 
              istediği bu: Tam eşitlik. Oysa bizde Türkiye'nin parçalanacağı 
              iddiaları var. Bunu yapmazsak parçalanırız asıl.
            Leyla Zana'nın AB Parlamentosu'nda yaptığı 
              konuşmada söylediği "Biz azınlık olmak 
              değil, asli unsur olarak kabul edilmek istiyoruz" sözlerini 
              nasıl değerlendiriyorsunuz peki?
            Zana'nın sözlerini yerinde bulmuyorum; son derece itici. Çünkü 
              asli unsur varsa tali unsur da var demektir. Biz Türkiye'de hiçbir 
              kimliği üste çıkaramayız, asli kurucu unsur olarak 
              değerlendiremeyiz. Buna Türklük de dahil. O zaman Çerkezler 
              ne olacak, Lazlar ne olacak? Türkiye'de Türkiyeli üst kimliği 
              söz konusu. Bir tek asli kurucu unsur var: Türkiyeliler. Ne var 
              ki azınlık, Osmanlı İmparatorluğu'ndan 
              bu yana ikinci sınıf vatandaş olmak demek. Hatta 
              "ihanet" eden insan demek. Azınlık, "aşağılık" 
              ve "gayrimüslim" olarak algılanıyor Türkiye'de.
            Rapora çok yoğun tepkiler geldi; raporun Başbakanlığa 
              ait olmadığı açıklaması yapıldı. 
              Bundan sonraki gelişmeler hangi yönde olur sizce?
            Medya ve kamuoyu yeterince desteklerse hükümet raporun arkasında 
              durur. Aksi takdirde, destek gelmezse "Bunu zaten biz istemedik, 
              hazırlamışlar getirdiler" der çıkarlar.
            EN KIRILGAN YAPI MALZEMESİ MERMERDİR!
            Prof. Dr. Baskın Oran 8 Ekim günkü Birgün'de yer alan köşe 
              yazısında, rapora gelen eleştirilere ve Azınlık 
              Hakları ve Kültürel Haklar Komisyonu Başkanı yanıtlarına 
              yer vermişti. İşte kimi eleştiri ve yanıtlar:
            - TC'de bir alt-üst kimlik, 'Türkiyelilik' aramak yanlıştır. 
              Olimpiyatlarda bile insanlar bayrak açıyor. İşte 
              o bayrak, sizin burada duyduğunuz üst kimliktir.
            - Türkiye'de gayrimüslimlere baskı yoktur Ruhban yetiştirmelerini 
              engelle, kiliselerine el koy; din özgürlükleri vardır de. Mallarına 
              el koy, okullarında dillerini okutmalarını engelle; 
              baskı yok de. Avrupa, şeriat denilen çağdışı 
              düzene müdahale etmişti. Bugün de 2004'e göre çağdışı 
              kalana müdahale ediyor. Müdahale istemeyen düzeltir, bahane yaratmaz.
            - Türkiye mozaik değildir, homojendir
            Bir parti genel başkanı "Ne mozaiği ulan! demiş 
              ve şöyle bitirmişti. "Mermer! Mermer!" Fakülteden 
              atıldığım dönemlerde inşaatçılık 
              da yaptım, mozaik en dayanıklı yapı malzemesidir. 
              En kırılganı da mermerdir.
            Kaynak:www.birgun.net