FORUM KONUK DEFTERI MOVIE FLASH KLIPLER Lazca Dil Kursu Başbakanlık tribün'e oynuyor / Ankara - Birgün / Lazuri.Com

GÜNCEL
Başbakanlık 'tribüne' oynuyor! - Birgün - Ankara

İlk kez 7 Ekim'de Baskın Oran'ın köşesinde yazdığı ve Birgün'ün 7-8 Ekim tarihlerinde tam metnine yer verdiği Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'na (BİHDK) bağlı "Azınlıklar ve Kültürel Haklar Komisyonu"nun hazırladığı "Azınlık Hakları Raporu" büyük tartışma yarattı. Raporda yer alan ve Lozan Anlaşması ile Anayasa'nın "değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek" 3. maddesini, azınlık hakları ve kültürel haklar açısından tartışmaya açan ifadeler, tartışmanın odak noktasını oluşturuyor.

"DEVLET PARÇALANIR" PARANOYASI

Baskın Oran'ın yazısına göre Azınlıklar ve Kültürel Haklar Komisyonu tarafından hazırlanan ve 1.5 yıllık bir geçmişi olan raporun kabulü, "devlet parçalanır paranoyası"yla sürekli engellendi. Oran daha sonra medyaya yaptığı açıklamalarda, komisyonun çalışmaları sırasında bakanlıkların temsilcileri ve bazı sağcı sivil toplum örgütü temsilcilerinin itirazlarıyla karşılaştıklarını, bunların raporun kuruldan geçmesini sürekli engellediklerini belirtti. Rapor daha önce İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun önüne iki kez gelmişti. Son olarak Temmuz 2003 tarihinde Danışma Kurulu'na sunulan rapor, burada kabul edilmemesi üzerine geri çekilerek, düzeltildi. Daha sonra Haziran ayında güncelleştirilerek, yeniden Kurul'a sunulan rapor 1 Ekim'de yapılan ve 78 kişilik kuruldan 33 üyenin katıldığı oylamada, 7 ret ve 2 çekimser oya karşılık 24 oyla kabul edildi. Raporun tam metni iki bölüm halinde 7-8 Ekim tarihlerinde ilk kez Birgün'de yayınlanırken, Baskın Oran da Birgün'de 7 Ekim'de yazdığı yazısında raporun kabul edildiği toplantıdan izlenimlerini aktardı.

"BAŞBAKANLIĞIN RAPORU DEĞİL"

Raporun açıklanmasının ardından, azınlık hakları ve kültürel haklara dair içeriğine yönelik olarak yoğun bir tartışma başladı. Raporla doğrudan ilgisi bulunmayan BİHDK Başkanı Doç. Dr. Vahit Bıçak bir açıklama yaparak, raporun "Başbakanlığın raporu olmadığını" açıkladı. Raporun BİHDK üyelerinin tamamının görüşlerini yansıtmadığını söyleyen Bıçak, kurul kararlarının bir bağlayıcılığı olmadığını sadece "tavsiye" olarak değerlendirilebileceğini belirtti.

ÇÖLAŞAN'IN MİDESİ BULANMIŞ!

Kurul üyelerinden Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Erdem Akgül ve Toplumsal Düşünce Derneği Genel Başkanı Fethi Bolayır, "devletin sunduğu olanaklarla Başbakanlık salonlarında ülkenin zararına kullanılabilecek bir raporun talihsizlik olduğunu" söyleyerek, raporu "ayrımcılığı özendiriyor" şeklinde eleştirdiler. Raporda suç unsuru olduğunu iddia eden Akgül ve Bolayır, konuyu yargıya götüreceklerini ifade etti. Hürriyet gazetesi köşe yazarı Emin Çölaşan ise 19 Ekim tarihli "Kimdir Bunlar, Amaçları Nelerdir?" başlıklı yazısında raporu ağır şekilde eleştirerek, "Bu rapor konusunda yorum yapmak içimden gelmiyor. Midem bulanıyor, kusacak gibi oluyorum" ifadelerini kullandı.

İnsan Hakları Raporu'nun eki olarak 1 Kasım'da Başbakan Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yardımcılarına sunulması beklenen raporun, Kurulu tarafından Başbakanlığa resmen sunduğu öğrenildi.

RAPORDA YER ALAN BAZI NOKTALAR

- "Devletin dili" kavramını yerine devletin "resmi dili" ifadesi kullanılmalı. Devlet, yurttaşlarının konuştuğu dillere karışmamalı.

- Alt kimliklerin inkâr edilmemesi gerek. İnsan haklarını göz ardı eden tekkültürlü ulus devlet modeli yerine, Türkiyelilik üst kimliği altında çok kültürlü yeni bir toplum modeli benimsenmeli.

- Farklı kimlik ve kültüre sahip kişilerin kendi kimliklerini koruma ve geliştirme hakları (yayın, kendini ifade, öğrenim hakkı gibi) güvenceye altına alınmalı.

- Türkiye'nin azınlıklar konusundaki sınırlayıcı tutumu AB ve dünya eğilimlerine ters düşüyor. Lozan Anlaşması'na göre Türkiye'de Ermeniler, Rumlar ve Museviler'den başka azınlık yok. Azınlık, kendini çoğunluktan farklı hisseden ve bunu kimliğinin vazgeçilmez unsuru sayan kişidir. Devlet, sadece özel bir hak-statü verecek mi vermeyecek mi ona karar verir.

- "Sevr paranoyası"nın artık bitmesi gerek. Lozan Anlaşması dar yorumlanmadan, tam anlamıyla uygulanmalı.

- Anayasa, özgürlükçü, çoğulcu, demokratik bir içerikle ve toplumun örgütlü kesimlerinin katılımıyla yeniden yazılmalı.

Kültürel Haklar Komisyonu"nun hazırladığı "Azınlık Hakları Raporu"nun yarattığı tartışmalar sürüyor. Konuyla ilgili görüşlerini almak üzere, raporu yazan komisyonun başkanı Prof. Baskın Oran Birgün'ün sorularını yanıtladı.

Raporun bu kadar tepki görmesinin nedeni nedir sizce?

Çünkü Türkiye'de ilk defa bütün itirazları bir araya getiren bir rapor yayınlanıyor. Bazıları durdukları zeminin ayaklarının altından kaydığının farkına vardılar. Farklı düşünen insanlara ibadet, din, dil özgürlüğü vermeyen o zemin, ayaklarının altından kayıyor artık.

İtirazlardan söz ettiniz. Bu itirazların toplandığı en temel noktalar neler?

Bunun için aslında raporun tamamını incelemek lazım elbette. Ama temel itirazların iki noktada olduğu söylenebilir. Birincisi Anayasa'nın 3. maddesine. Bu maddeyle "devletin dili" düzenlenmiş Devletin dili olmaz. Devletin "resmi dili" olur. Bunun dışında bir sürü dil konuşulur, yazılır. Devlet, vatandaşın konuştuğu dile karışmaz. Bir diğer nokta da "Türkiyeli" üst kimliğinin kabul edilmesi. Biz raporda işte bunu önerdik. Oysa üst kimliğe "Türk" derseniz, diğer alt kimlikleri dışlamış olursunuz.

"TÜM VATANDAŞLARA TAM EŞİTLİK"

AB'nin azınlıklar konusundaki yaklaşımı konusunda ne söylenebilir?

Bir ülkede azınlık var mı yok mu diye devlete sorulmaz. Azınlık yetki ve statüsü vermek devletin yetkisindedir. AB'nin istediği aslında çok basit: "Bütün vatandaşlarına aynı muameleyi yap. Vatandaşlarına eşit davran". İşte bunu diyorlar. Örneğin Sünni Müslüman camide ibadet yaparken elektrik-su parası vermiyorsa, Aleviler de cem evlerinde elektrik-su parası vermesinler. Ya da Lozan Anlaşması'na rağmen Ermeni okullarında Ermenice yasaklandı Türkiye'de. "Böyle şeyler olmasın", AB'nin dediği, istediği bu: Tam eşitlik. Oysa bizde Türkiye'nin parçalanacağı iddiaları var. Bunu yapmazsak parçalanırız asıl.

Leyla Zana'nın AB Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada söylediği "Biz azınlık olmak değil, asli unsur olarak kabul edilmek istiyoruz" sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz peki?

Zana'nın sözlerini yerinde bulmuyorum; son derece itici. Çünkü asli unsur varsa tali unsur da var demektir. Biz Türkiye'de hiçbir kimliği üste çıkaramayız, asli kurucu unsur olarak değerlendiremeyiz. Buna Türklük de dahil. O zaman Çerkezler ne olacak, Lazlar ne olacak? Türkiye'de Türkiyeli üst kimliği söz konusu. Bir tek asli kurucu unsur var: Türkiyeliler. Ne var ki azınlık, Osmanlı İmparatorluğu'ndan bu yana ikinci sınıf vatandaş olmak demek. Hatta "ihanet" eden insan demek. Azınlık, "aşağılık" ve "gayrimüslim" olarak algılanıyor Türkiye'de.

Rapora çok yoğun tepkiler geldi; raporun Başbakanlığa ait olmadığı açıklaması yapıldı. Bundan sonraki gelişmeler hangi yönde olur sizce?

Medya ve kamuoyu yeterince desteklerse hükümet raporun arkasında durur. Aksi takdirde, destek gelmezse "Bunu zaten biz istemedik, hazırlamışlar getirdiler" der çıkarlar.

EN KIRILGAN YAPI MALZEMESİ MERMERDİR!

Prof. Dr. Baskın Oran 8 Ekim günkü Birgün'de yer alan köşe yazısında, rapora gelen eleştirilere ve Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Komisyonu Başkanı yanıtlarına yer vermişti.

İşte kimi eleştiri ve yanıtlar:

- TC'de bir alt-üst kimlik, 'Türkiyelilik' aramak yanlıştır. Olimpiyatlarda bile insanlar bayrak açıyor. İşte o bayrak, sizin burada duyduğunuz üst kimliktir.

- Türkiye'de gayrimüslimlere baskı yoktur

Ruhban yetiştirmelerini engelle, kiliselerine el koy; din özgürlükleri vardır de. Mallarına el koy, okullarında dillerini okutmalarını engelle; baskı yok de. Avrupa, şeriat denilen çağdışı düzene müdahale etmişti. Bugün de 2004'e göre çağdışı kalana müdahale ediyor. Müdahale istemeyen düzeltir, bahane yaratmaz.

- Türkiye mozaik değildir, homojendir

Bir parti genel başkanı "Ne mozaiği ulan! demiş ve şöyle bitirmişti. "Mermer! Mermer!" Fakülteden atıldığım dönemlerde inşaatçılık da yaptım, mozaik en dayanıklı yapı malzemesidir. En kırılganı da mermerdir.

Kaynak:www.birgun.net


   

 
Copyright © 2002-2020 Lazuri.Com | Telif Hakları saklıdır.