  
                      Lazlar Heykeli - Artvin                         | 
                    
                  
	Milli Güvenlik Kurulu’nun talimatıyla 
	Erciyes, Elazığ, Fırat ve Malatya İnönü Üniversitesi’nden bir grup öğretim 
	görevlisi, “Türkiye’deki Etnik Grupların Dağılımı” başlıklı son derece de 
	‘bilimsel’ bir rapor hazırlamış.
	Talimatla hazırlatılan bu rapor, Zirve Kitabevi’nde biri Alman üç kişinin 
	boğazları kesilerek öldürülmesinden sorumlu tutulan İslamcı – faşistlerin 
	dava dosyalarında yer aldı ve kamuoyuna böylece yansımış oldu.
	Rapora göre, Yörük, Tatar, Tahtacı, Karaçay ve Azeri soyundan gelen Türk 
	nüfusu 55 milyondur.
	Zazalar dahil edilerek ‘hesaplanan’ Kürt nüfusu 12 milyon 600 bindir. Ama bu 
	sayının 2.5 milyonu Kürtlüğü kabul etmiyorlarmış!
	Çerkezler 2.5 milyon, Boşnaklar 2 milyon, Gürcüler 1 milyon, Araplar 870 
	bin, Arnavutlar 500 bin civarında – imişler!..
	Ya Laz’lar ?..
	Söz konusu rapora göre, “Lazca konuşan ve Rize ile Artvin’in birkaç köyünde 
	ve göç ettikleri bir kaç Marmara şehrinde yaşayan” Lazların sayısı 80 bin 
	civarındadır .
	Bu noktada kısa bir parantez açmakta yarar var: Dört yıl önce Türkçe 
	dışındaki dillerle yayın mevzuatını düzenleyen iktidarın, son anda Lazcayı 
	gündeminden çıkartmasının nedeninin, ‘Rum – Pontus Paranoyası’ olduğunu 
	düşünmemiz için pek çok neden var; sakın ola, geçenlerde Türkçe dışındaki 
	dillere yayın mevzuatını ikinci kez düzenleyen iktidarın, Lazcayı yeniden 
	yasaklı listesine almasının nedeni, söz konusu raporda yer alan 80 bin 
	rakamı olmasın!. Öyle ya; madem ki bütün Türkiye’de 80 bin Laz varmış, bu 
	kadar küçük bir nüfus için devlet Lazca yayın zahmetine niye girsin ki?!..
	Ben komünist bir Laz’ım ve bu saçmalığa ‘mizahi bir politik yanıt’ 
	verebilirim, ama şimdi 301’le falan uğraşacak zamanım yok!
	‘Türkiye’deki Etnik Grupların Dağılımı’ başlıklı sözüm ona bilimsel 
	çalışmaya katılan öğretim görevlilerinin Laz tarihi hakkında hiçbir şey 
	bilmedikleri belli, ama sanırım bu ‘arkadaşlar’ ilkokul düzeyinde matematik 
	bilgisine bile sahip değiller.
	Rize ve Artvin valiliklerinin resmi web sitelerinde, Lazların binlerce 
	yıldır yaşadıkları Hopa, Arhavi, Fındıklı, Ardeşen ve Pazar’ın nüfusu 
	hakkında bilgi yer alıyor. Talimatla iş yapan öğretim görevlileri ellerine 
	bir hesap makinesi alıp, valiliğin verdiği rakamları toplasınlar, bakalım 
	kaç çıkıyormuş!
	Rize valiliği resmi web sitesindeki bilgiye göre yalnızca benim kasabam 
	Ardeşen’in nüfusu 58.499 olarak gösteriliyor ve ekte dış göç oranı hakkında 
	bir rakam daha veriliyor : % 38,6.
	Bu ne demek?. Laz’ların % 38.6’sı, yaşamın bir aşamasında ata toprağından 
	çıkıyor ve Türkiye’nin uygun bir coğrafyasına göçüyor.
	Alman Laz dilbilimci Feurstein, Laz nüfusunun 250 bin üzerinde olduğunu 
	yazıyor. Milliyet gazetesinin yayınladığı bir araştırma sonucuna göre Lazca 
	konuşanların sayısı 220 bindir. İdeolojik ve politik kaygılardan uzak duran 
	araştırma sonuçlarına göre, binlerce yıldır aynı topraklarda yaşayan ve göç 
	eden Laz nüfusu 400 - 500 bin civarındadır.
	Lazca konuşmanın ve Laz kimliğini ifade etmenin yasayla cezalandırıldığı bir 
	dönemde, 1945 genel nüfus sayımında ‘anadil’ ve ‘ikinci dil’ sorgulaması 
	yapılmış ve onca baskıya rağmen Lazca konuşanların sayısı yaklaşık 50 bin; 
	1965 nüfus sayımında ise anadili Lazca olanlar 30, ikinci dili Lazca olanlar 
	ise yaklaşık 60 bin, toplam 90 bin olarak tespit edilmiştir
	Yani, 1965’te, asimilasyon sürecinin zirvesinde Laz’ım diyenlerin sayısı 90 
	bin imiş ve fakat her nasılsa ‘’Türkiye’deki Etnik Grupların Dağılımı’’ 
	raporuna göre, 2000’li yıllarda Lazların sayısı 80 bine düşmüş!..
	Romalı Plinius ( M.S. 23-79 ), Karadeniz'in doğu kıyısında Laz adlı bir 
	kavim yaşadığını kaydetmiş.. M.S.131 yılında Karadeniz kıyılarını gemi ile 
	dolaşan Romalı Arriannos da, Sohum'a kadar hakim olan Lazlar ve kralları 
	Malasus'tan bahseder. Demek, Lazlar, aynı topraklarda 2000 yıl boyuca çoğala 
	çoğala ancak 80 bin kişi olabilmişler!..
	Ama bu rakamların ve hesaplamaların ne önemi var ki; Cumhuriyetin ilk 
	adımlarında dili ve kimliği yasaklanan, kuşaklar boyunca ‘Laz değil 
	Türksünüz’ dayatmasıyla asimilasyona tabi tutulan Lazların sayısını hesap 
	etmeden önce, ne kadar Laz’ın Türkleştirildiğinin hesabının verilmesi lazım.
	Bu, son derece ‘bilimsel’ çalışmaya imza atan öğretim görevlilerine gelince; 
	Lazlar, bu türler için şöyle derler; ’tololope uci mo meçamtu!.. ( kafası 
	çalışmayanlara kulak vermeyin!.)
	Sadık Varer
	
	
Lazuri.com / 10.07.2008