Lazlar Ne İstiyor?
95 yıl öncesinden 'bakan' bir Laz kadını; anneannem, 'Parippapxe' ... Sadık Varer |
Modern zamanların 'kendi ile
barışık' ülkelerinde, halkların dilini ve kültürünü araştırmak, korumak, dünya
halklarıyla paylaşmak ve böylece insanlığın ortak kültür hazinesine katkı
yapmak, doğal bir iş olarak görülür; bu çalışmaları yürütebilmeleri için de
üniversitelere ve kültür kurumlarına ciddi kaynaklar ayrılır.
Ülkemizde, Türkleştirme amacının dışına çıkarak, Laz tarihini ve kültürünü
araştırıp sahipleriyle ve insanlıkla paylaşan bir devlet kurumu, bir üniversite
ya da böyle bir çalışmayı göze alabilecek öğretim üyeleri var mıdır,
bilmiyorum!.
Ama şunu çok iyi biliyorum; bırakın ülkemizi, Batı'da bir kaç üniversitede Laz
dili ve kültürü üzerine arada bir yapılan son derece sınırlı çalışmalara bile
kuşkuyla bakılmıştır. Laz tarihi ve kültürü ile ilgili çalışmaların 'izini
sürmeyi' görev edinmiş malum çevreler, her zaman, 'Bunlar, Türkiye'yi bölmek
istiyorlar' demagojisi ile beslenen gayri ciddi bir Lazistan paranoyası
yaratarak 'göz korkutma siyaseti' izlemişlerdir.
Bilimsel sosyalizmi benimseyen ve otuz küsur yıldır siyaset yapan bir Laz olarak
hiçbir kaygı duymadan apaçık söylüyorum: ne benim dünya görüşümü paylaşan
Lazlarda ne de başkalarında bir Laz devleti kurma düşüncesi yoktur.
Amacım, Lazistan paranoyasından muzdarip çevreleri 'rahatlatmak' ya da Lazları,
'ihtimal saldırılardan' uzak tutmak falan değil. Bir gerçekliği ifade ediyorum;
'eskaza' bir Laz devleti kurmak isteyen çıksa bile bu, nesnellikle örtüşmeyen
bir istek olarak boşlukta kalır.
Şayet tarihsel nesnel koşullar uygun değilse, irade ile, yani birilerinin isteği
ile bir halkta devlet talebi oluşmaz, oluşturulamaz.
Mesele budur; izlenebilir tarihlerinde krallıklar kurmuş, Bizanslılarla,
Ruslarla, Perslerle ve son olarak da Osmanlı ile 'çatışıp - barışmış' Lazlar,
hiç 'öğrenemedikleri' korkudan değil, dünyamızın bugününde Laz devletine ihtiyaç
duymadıkları için böyle bir siyasal proje ile ilgilenmiyorlar.
Peki, Lazlar ne istiyor?...
Lazlar; kuşaklar boyunca süren asimilasyon yüzünden ölüm döşeğindeki Laz dilini
kurtarmak, her halk gibi, kendi tarihlerini ve kültürlerini sahiplenmek
istiyorlar; üniversitelerin ilgili bölümlerinde yapılacak bağımsız çalışmalarla
'kendilerini öğrenmek' ve yaşatmak hakkına sahip olmak istiyorlar; destek
olunmuyorsa da, olağanüstü zorluklara ve imkansızlıklara rağmen Laz tarihini ve
kültürünü araştırıp bilince çıkartmaya çalışan Laz aydınlarına 'köstek'
olunmamasını istiyorlar; ve diğer dillere TRT'de 'yayın serbestisi' tanınırken,
Lazca yayını yasaklayan 'anlamsız' siyasetin bir an önce değiştirilmesini
istiyorlar.
Bildik bir şeydir; dil ve kültür, halkların varlık koşuludur. Bir halkı tarihten
silmek istiyorsanız, öncelikle dilini ve kültürünü yok etmelisiniz!...
Binlerce yıldır türlü badireleri atlatıp bugünlere gelen Lazlar, doğal olarak
tarihten silinmek istemiyorlar.
Sadık Varer
Lazuri.com / 11.12.2008
|