KÜRESEL ISINMA ve KÜRESEL İSYAN
Resim: Sadık Varer |
İnsanlık, fazla değil
bir kuşak sonra küresel ısınmanın çok vahim sonuçlarını yaşayacak; yüz
milyonlarca insan kuraklık, susuzluk ve açlıktan kırılacak, zorunlu göçler ve
savaşlar kaçınılmaz hale gelecek...
Ürkütücü gerçek
budur, fakat ne yazık ki, insanlığın büyük bir bölümü, onları bekleyen yakın
ekolojik felaketlere karşı duyarsızdır.
Elbette bu,
"anlaşılır" bir şeydir. Aç insan birkaç gün sonrasını bile düşünemez; onun için
açlığı gidermek her şeyden önemli bir meseledir. İşsiz bir insan için de durum
böyledir. İnsanlığın büyük bir bölümü, hemen şimdi çözüm isteyen bu günün
sorunlarıyla kuşatılmış vaziyettedir.
Soru şudur; kendi
yarınıyla bile ilgilenemeyecek denli kuşatılmış insanlığın "duyarsızlığı" bir
yana, kendilerini "dünyayı değiştirme" işiyle vazifelendirmiş "‘küresel
isyancılar" ( komünist – devrimci güçler ), sistemin satın almayı başaramadığı
bilim insanlarınca neredeyse bir feryat düzeyinde ifade edilen bu yakın ekolojik
felaket gerçeğiyle ne kadar ilgilidirler?..
Sorunun yanıtı
açıktır; "küresel isyancılar", yakın bir gelecekte, yalnızca emek insanlarının
değil, bütün insanlığın temel meselesi haline geleceği kesin olan küresel ısınma
ile yeterince ilgili değiller. Ve bu, en az meselenin kendisi kadar vahim bir
durumdur.
Küresel ısınma
meselesi, tarih sahnesine çıktıkları günlerden bu yana "insanlığı ilgilendiren
her şey bizi de ilgilendirir" diyen "küresel isyancıları" herkesten çok
ilgilendirir…
Küresel ısınmanın
belirleyici nedeni hakkında neredeyse ortak bir dil kurulmuştur. Küresel ısınma,
sanayinin ihtiyaç duyduğu enerjiyi fosil yakıtlardan elde edenlerce atmosfere
salınan gazların sera etkisi yaratması ve böylece dünya yüzeyindeki sıcaklığın
artmasıdır.
İnsanlığın geleceğini
karartacak olan küresel ısınmanın müsebbipleri de, üretim ve tüketim
süreçlerinde, güneş, rüzgar ya da su gibi çevre dostu enerji kaynakları yerine,
petrol, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtları tercih eden kapitalist
haydutlardır.
Ekolojik dengeyi
altüst ederek kendi geleceklerini de tehdit ettiklerini "anlamaya başlayan" kapitalizmin sözcüleri, "küresel ısınmanın, acil önlemler alınmazsa, on yıl
sonra insanlığı geri dönüşü olmayan bir büyük felakete sürükleyeceği" gerçeğiyle
harekete geçtiler ve Kopenhag'da bir araya geldiler. 7 Aralık'ta, 192 ülkeden
15 bin katılımcıyla başlayan Kopenhag İklim Zirvesi iki hafta sürdü. Zirve,
bağıntılı başkaca meselelerle birlikte, esas olarak küresel ısı artışının artı
iki dereceye çıkmasının önüne geçmek için karbon emisyonlarını azaltmaya dönük
bağlayıcı kararlar alınmasını amaçlıyordu. Ne var ki, insanlığın başına küresel
ısınma belasını da musallat eden kapitalist asalakların çıkar hesapları yüzünden
Kopenhag Zirvesi fiyasko ile sonuçlandı.
Tehlike hızla
yakınlaşmaktadır. Birleşmiş Milletler'in Şubat 2007 tarihli itiraf niteliğindeki
raporuna göre, küresel ısı artışının artı iki dereceye ulaşmasına çok az kaldı
ve şayet acil önlemler alınmaz da iki derecelik artış gerçekleşirse, buzullar
eriyecek, deniz seviyesi yükselecek, deniz suyu içilebilir su kaynaklarına
karışacak, su sıkıntısı ve büyük kuraklık başlayacak, göçler hızlanacak,
dünyanın yiyecek stokları tükenecek…
İsyan hakkı, bazı
durumlarda meşru bir insan hakkı haline gelir. Hayatınıza "dokunan" bir
haksızlığa uğradınız örneğin; önce haksızlık yapan(lar)ı ikna etmeye çalışır,
eleştirir, uyarırsınız, ama şayet onca çabaya rağmen haksızlık devam ederse,
bedel ödemeyi göze alıp tahammül sınırını zorlayan haksızlığa karşı isyan
edersiniz.
"Hayatın sonu" anlamına gelen küresel ısınma, bütün insanlığa ve doğaya karşı telafisi imkansız
bir haksızlıktır. Dahası, insanlığa ve doğaya karşı işlenmiş en büyük suçtur.
Ve şimdi,
"imkansızı gerçekleştirme" zamanıdır; her şeyin farkında olmalarına rağmen, hala
insanlığın tanık olduğu en büyük suçu işlemeyi sürdüren küresel ısınmanın "gözü
kara" müsebbiplerine karşı insanlığın küresel isyan zamanıdır!..
Sadık Varer
Lazuri.com / 25.12.2009
|