CADİ
OXAİ
Ar çili do
kimoli korûeren.
Ar ndğas kimoli diâabunu
do doğuru. Emus na doskidu oxarca jurşuroni ûu.
Oxorcak sum tutaşüule
ûüubi
biöi
berepe kodoyinu. Ar biöi
bere doğuru do oxor üeras
majura skiri koduskidu. Oxorcas çkva bere na var uqonuûuşeni,
a biöi
bereş jin dido tirtinûu.Biöi
dirdu. Nana muşis unûu
beres na oüitxapaûu.
Beresti üayi
dvawonu
do kodayceru.
Mariaşinaş tutaş
ar ndğas, mapxa ûaroni
ûuşi
oxorca Ûamûaraşa
oxtimuşa dixaziru. Ar yopşa guda üvali,
kuali, ğomu, üiéişi
möüidi,
kotumeş xoréi,
ar üardala
lazuûi,
lobiaşi ôarüi,
üurüa
na var uğuüu,
eya dolobğu dergis; eüule
mkiri onéorute
donéoru,
mteli entepe doüiru
toüiten
do biöis
komoüidu.
Eüule
jur biga komoiğu, ar ginâe
do ar müule,
ginâe
muk kodikaçu, müule
biöis
komeçu do Ûamûraşi
gzas kogedgites. Ûamûraşa
dido mendra gza uğuûes,
dido çxvapa ûaroni
ûu.
Ondğeneri mjora na gööüu
doöüindineri
nana ûibaüala,
ar didi murgvali kvaş tude landes moçvacinu şeni kodexedu.
Nana do biöik
qini wüari
oşves.
-Oxaai!-Na doxedusteri kodiüusu
nanak do kelinciru. Biöiti
ntipis kogamingoru, emoras e didi kva oüiwüu
do ar öereli
porçoni pimpiloni badi kogamaxtu.
-Mu ginonan, muşeni
micoxi oxorca-Nüitxu
badik. Nana do beres gaaüviru
do badişa mutu var atkves.
-So nulut?-Xolo nüitxu
badik.
-Ûamûraşa
, -uwu
nanak, -Ek dido üayi
doguroni(mektebi) ren do bere ogurapuşa meviqonup.
Pimpiloni badi kogextu kvaşen,
oxorcaş xoloşa komextu, biöis
jinşen tudeşa ar üaixeşa
komendawüedu
do eüule
nana muşis uwu
:
-Dido mendra iqonop biöi
skani. Kodomicer na, çkimiüala
konaşkvi. Ma iripeş moxene vore. Oxai mcoxons, am didi
kvaş doloxe pskidur. Kodomicer na, bere skani andğeşen
çkimiüala
kodomiûali.
Ar wana
ma emus komondovowüer,
mutu agureni do vana, ar wanaşüule
moxti, am kvaüala.
Çkimi coxo ‘ Oxai ‘ dicoxi, ma gamavulur do iri xolo dogiwumer.
Bere skanis var aguren na, ar wanaşi
kira komomçap do bereti mendiqonup. Aguren na, bere skani sum çkva
wanas
çkimiüala
komemaşkumer, kirati var minon do sum wanaşüule
mendiqoni.Biöiş
nanas dido mowondu
Oxaiş nena, bere konuşku do muk igzalu oxorişa .Oxai
do biöi
kvas kamaxtes. Kva kodinüilu.
Oxai cadi ûu
do muşi mamgurapalepes cadoba ogurapûu.
Mik cadobaş dulya üayi
na iguraûu,
eya var naşkumerûu.’
Ma şuri gebginşa çkimden üayi
cadi üiyanas
miti var ûasen
do cadobaşi dulya am kvaş gale mitik var gamiğasenya
‘ . – İsimadepûu
badik. Mamgurapalepek na diguraûes,
ar wnaşüule
éadupûu
.Ar wanaşa
mamgurapalepek mus peşine nulurûes,
so na idaûu,
ek nulurûes
do muk mu qvatu na, mamgurapalepekti eya ikipûes.
Mis na aşote cadobaş dulya var nagneûu
do var agueûu,
Oxaik ar wanaşüule
naşkumerûu
oxori muşişa. Oxorcaş biöik
ogurus kogööüu,
a pimpiloni badişen igurapûu
cadoba. Oxais ar mskva bozo(üulani)
uqonuûu
: ğva möita
, ginâe(ûanmağali)
, mjorasteri tomapeten, tolepe zuğasteri, uça, ginâe,
wamwamepeten
...E bozoşi mskvanoba otkuten var itkven, oâaruten
var iâaren.
Ar mendawüomiluten
a bozo baba muşişi ağani mamgurapales daqoropu, mara
şkurinaten mitişa mutu var atkveûu.
Bozok muşebura: ‘ A biöik
cadoba üayi
kodaguru na, baba çkimik ak konaşkumers, ar soti xvala xvala
kobâirati
do mutu dovuwvatiya‘.
Ar ndğas, öumanişi
biöik
ôici
ibonûuşi,
bozo nûüobaşa
komoxtu do quciş cireüis
duwu:
-Baba çkimis iri ndğas
ti eşo oâiri,
çkar mutu var nagnep.Wana
na meüilas,
iri xolo nüitxasen,
sin,-mutu var maguru, mutu var miçkinşo uwvi!
Miçkinya duwvi
na, akşen var megaşkumers giçkiûas!
Biöik
em ndğaşüule
Oxaiş bozok na ogurusteri ikipûu.
Meüilu
ar wana.
Oxaik nüitxu
biöis:
-Mu iguri çkimden,
mu giçkin?
-Mutu var mevagni,
mutu var maguru, mutu var miçkin,-uwu
biöik.
Oxais üayi
awonu,
awi
biöiş
nana, kvaüala
kododgitu, dicoxu pimpiloni badişi coxo ‘Oxai ‘. Kva kogoiwüu,
badi kogamaxtu do do oxorcas uwu:
-Mutu var aguru bere
skanis, komendiqoni.
Oxorcas ôaûi
awonu,
mara mu qvaûu,
Oxais komeçu ar wanaşi
kira do biöi
komendiqonu. Oxorcak eüo
derdoni ûu
ki, gverdi gza şakis ar nena var utkvalu eşo nuluûes.
Xolo nana var naxondinu do beres uwu:
-Ar wanas
ustaüala
megaşkvi, mutu var gaguru do kirati komomçapi.
Berek ekole akole kogoyiwüedu,
kvaşen üayişa
mendraûes,
Xolo miti var uçkinûu
do mitikti var ognapûu
muşi nena. Eüule
uwu
nana muşis:
-Si derdi mo zdip,
nana, ma iri xolo komiçkin. Oxaişi xeloba kodoviguri, mara
méudi
vuwvi,
emuşeni muşi cadoba üayi
na igurasen üoçi
emuk gale var naşkumers.
Nana awi
moxtu nosişa, awi
nugnu Oxaişi oyinepes do üaôineri
üuçxes
omâinu
oxorişa ordo vigzalatiyado.
Nana do biöi
ar soti var oxvaktes do komoxtes oxorişa. Üayi
kamuişvacesşi biöik
uwu:
-Oxaişi ustoba
na uçkin üoçi
ugyare(mşkiyoneri) var doskidun. Sin mo gagaüviras(goişaşur)
ma puci, xoci, txa, éxeni,
girini, cori, üaûu,
mtugi, kotume, ğorğoci, öuröa,
mjvabu, mgeri, mwüiri,
üoli,
bombola(bombula), mutxani na ginon eya viqver. Sin ginon na man
txa doviqver, sin gamamçi, man xolo üoçi
doviqver do skanda komovulur.
-Eşo muöo
iqven? Gaaüviru
biöişi
nanas.
Biöik
ar şvacis ar didi mçxuri diqu. Nanak öumanişi
mendiqonu pazarişa do kogamuçu. Majura ndğas mçxuri amûu
üoçis
mik na eöoôereeûu,
xolo üoçi
diqu do nana muşişa komoxtu. Üayi
dvawonu
nana muşis do awi
emukti icerûu
em biöişi
cadobas.
-Awi
xoci viqver do gamamçi!-uwu
muşis biöik
do xoci diqu. Nanak eti kogamaçu. Majura ndğas oxorcaşi
bere xolo oxori muşişa komoxtu.
-Awi
éxeni
viqver, mara pazarişa na miqonaşi ağviri mitis var
meça, oxorişa komoiği do doşinaxi. Ağvirişeni
mitik dido geöareli
mekças na, man ti komeginüanup
do emoras meçi, ntku.Biöik
do éxeni
diqu.Nana muşi mendiqonu pazarişa. Dido müşteri uqonuûu
am 3xenis :Arterik-‘ Ma yepöopaminon
‘ , Majurak – ‘ Ma yepöopaminonya
‘ do artikatis gza var meçapûes,
mtelikti – ‘ Manya, ma epöopaya
‘- zoôonûes.
Nanak mu qvaûu
var uçkiûu.
Em ndğas am biöişi
ambari Oxaik kogneren. Oxai çkva üoçişi
suretis kamaxtu do pazarişa mendaxtu. Mextuşi, biöişi
nanas éxeni
gamaçameri var uqorunûu.
Oxaik jur eüonayi
pasi meçu do éxeni
muk keöopu.
Oxaik ağviri aüvandu,
mara nanak var meçu. Oxaik ağvirişeni éxenişi
pasi komeçu. 3xenik emoras koxowonu
am üoçi
Oxai na ûu.Çkva
mitik aüonayi
geöareli
ağviris var meçapûu
do ti kogonüanu.
Nana muşik komeçu ağviri. Oxaik xolo ağviri 3xenis
kamudvu nunüus
do – ‘ xes kodoloviûüoçaya
‘ – isimadu, mara ağviri na gowuğusteri,
éxenik
incubalu, ûoroci
diqu do doputxu.
Oxai kurişa kogoyiktu
do gatxozu ûorocis.
Ûorocik
ar oôuûes
möita
dolokuneri mskva bozo koâiru
mendraşen, putxu emuşüele,
gurôicis
noputxu do pukiri diqu. Bozok pukiri xes kodikaçu. Gaaüviru
: ‘ Aya solen moxtu ‘ do oşurus kogöçüu.
Kuriti bozoşi woxles
kodoxedu do maüvande
diqu. Awi
aya maüvande
mextu do konodgitu bozos.
-Komomçi pukiri do
mu na ginon, maxvewi,
-uwu
maüvandek.
Var meçu bozok: ‘ Aya çkimi pukiri ren, sin mot mekçaya ‘.
Aya na koâiru
bozoş nanak nüitxu:
-Mu ren osuri çkimi, mu gorups
e maüvandek?
-Pukiri maüvans,
-uwu
bozok.
-Komeçi do igzalas, koniwüini
!- Ducoxu nana muşik.
Bozok konusiminu nana muşis,
mara pukiri lazuûiş
üaüali
diqu do ek kogoşibğu. Aya na maüvande
âiru,
çkar var iqondru, mamuli diqu do oâangus
kogööüu,
mara lazuûiş
ar üaüali
müyapu
diqu, mamuli göşku do gzas kogedgitu. İdu, idu, do Oxaişi
oxorişa, e didi kvaşa komextu. Kogoiwüedu
ekole akole do miti var ûuşi,
xolo üoçi
diqu do ducoxu: ‘ Oxai ! ‘ Kva koguyinwüu,
mara Oxai soti var ûu.
Biöi
kvaş doloxe amaxtu. Oxaiş bozo kamiqonu do oxorişa
mendiqonu. Nana muşi oxoris ûu
. Dido üayi
awonu:
Gondineri biöi
komomixtu do üeraşa
nisati komomiqonuya.
Didi öanda
kododges, manti ek kovorûi,
pşvi, ôöüomi
do öandati
diçodu do Oxaişi ambariti
***
CADI
OKHAİ
Bir karı
koca vardı. Bir gün kadının kocası hastalandı
ve öldü.
Adamın
karısı hamile idi. Kadın üç ay sonra erkek ikiz çocuklar
doğurdu. İkizlerden biri ölünce, evde bir tek oğlu
kaldı. Kadın, bu oğlunun üstüne titredi, büyüttü.
Çocuk büyüdü. Annesi onu, okutmayı istiyordu. Çocuğunda
hoşuna gitti ve aklına yattı.
Bir Ağustos
gününde, yaz sıcağında, kadın, Trabzon’a gitmek
üzere hazırlandı. Bir küpe, tulum dolusu ekşi peynir,
ekmek, mamalika, pleki ekmeği, tavuk eti, mısır,
çekirdeksiz fasülye somağı doldurdu. Sonra unu elekle
eledi, hepsini topladı ve iple bağlayıp çocuğa
yükledi. Sonra bir uzun bir kısa sopayı tutarak iki sopa
getirdi. Uzun sopayı kendisi tuttu, kısa sopayı oğluna
verdi ve Trabzon’a doğru yol almaya başladılar. Trabzon’a
çok uzun yolları vardı ve hava çok sıcaktı.
Öğle güneşi tepelerine vurunca, gölün yanında, büyük
bir taşın gölgesinde dinlenmek için oturan anne ve çocuk,
su içtiler.
Anne, oturur
oturmaz ‘ Okhai ! ‘ diye inledi. Çocuk da otların üzerine uzanmıştı
ki, o anda, altında serinledikleri taş yarılıp
alaca gömlekli, sakallı bir ihtiyar çıktı, sordu
:
-Ne istiyorsunuz,
kadın beni neden çağırdın?Anne ve çocuk öyle
şaşırdılar ki, yaşlı adama bir şey
diyemediler. İhtiyar sordu:
-Nereye gidiyorsunuz?
-Trabzon’a,
orada çok iyi okul var. Çocuğu oraya götürüyorum.
Sakallı
ihtiyar, taştan inerek kadının yanına geldi,
çocuğu iyice süzdü ve annesine:
-Çok uzağa
götürüyorsun çocuğunu. Bana güveniyorsan, benimle bırak.
Ben, herkesten daha iyi bilirim. Adım Okhai, o taşın
içinde yaşıyorum. Bana güveniyorsan çocuğunu bugünden
benimle beraber bırak. Çocuğu bırakırsın,
bir yıl sonra gelirsin. Bakarım, bir şey öğrenebiliyor
mu? O taşın yanında, adımı çağırdığında;
çıkar, sana her şeyi söylerim. Çocuğun öğrenemiyorsa
bir yıllık ücreti bana verirsin ve çocuğu da götürürsün.
Öğreniyorsa çocuğu, üç yıl daha benimle bırakırsın.
O zaman ücret de istemem. Üç yıl sonra götürürsün çocuğunu.
Çocuğun annesi, Okhai’nin sözünü beğenerek çocuğu
bırakıp eve gitti. Okhai ve çocuk taşa girdiler.
Okhai cadıydı:
talebelerine cadılığı öğretiyordu. Cadılığı
iyi öğrenenleri de bırakmıyordu.’ Ben yaşadıkça,
kimse benden daha iyi cadı olmamalı; cadılığı
taşın dışına çıkarmamalı ‘ diye
düşünüyordu.Bir
sene boyunca talebeleri peşine geziyorlardı, nereye giderse
onlarda oraya gidiyor, ne yapsa onlarda onu yapıyorlardı.
Kim cadılık işini anlayamıyor ve kavrayamıyorsa
bir yıl sonra onu evine bırakıyordu.Kadının
oğlu cadılığı öğrenmeye başlamıştı,
cadılığı bu sakallı ihtiyardan öğreniyordu.
Okhai’nin güzel bir kızı vardı: Kırmızı
yanaklı, uzun boylu; güneş gibi saçları, deniz gibi
gözleri, kara uzun kirpikleriyle ...O kızın güzelliği
anlatılmaz, yazıyla yazılmaz.
Bu kız
bir görüşte babasının yeni talebesine aşık
oldu, ama korkudan kimseye bir şey söyleyemiyordu. Kız
düşünüyordu: ‘ Bu çocuk, cadılığı iyi öğrenirse,
babam onu burada bırakır. Bir yerde yalnız görüp,
bir şey söylemeliyim. ‘
Bir gün sabahleyin,
çocuk yüzünü yıkarken, kız gizlice yaklaşarak, kulağına
fısıldadı.
-Babama, birşey
kavradığını belli etme. Bir yıl geçip sana
sorunca, bir şey öğrenemedim, bilmiyorum, de! Biliyorum
dersen, seni buradan hiç bırakmaz, bilesin!
Çocuk o günden
sonra Okhai’nin kızının öğrettiği gibi
yaptı. Bir yıl sonunda Okhai, çocuğa sordu:
-Benden ne
öğrendin, ne biliyorsun?
-Bir şey
kavrayamadım, bir şey öğrenemedim, bir şey bilmiyorum.
Dedi cocuk.
Okhai’nin hoşuna
gitti. Çocuğu bırakmak için annnesini beklemeye başladı.Bir
gün çocuğun annesi gelerek, taşın yanına oturdu.’
Okhai ‘ diye çağırınca, ihtiyar çıkıp :
-Çocuğun
bir şey öğrenemedi. Götür çocuğunu.
Kadın
üzüldü, ama ne desin? Okhai’ye bir yıllık ücreti vererek,
çocuğu götürdü. Öylesine dertliydi ki, yolun yarısına
kadar tek bir söz bile etmedi ve şekilde gidiyorlardı.
Yine dayanamayıp, çocuğa:
-Bir yıl
usta ile bıraktım seni, bir şey öğrenemedin,
boşuna ücret ödedim.
Çocuk çevresine
etrafına bakındı, taştan iyice uzaktaydılar.
Kimse sözlerini bilmiyor ve duymuyordu. Daha sonra annesine;
-Sen dert etme
anne, ben herşeyi biliyorum. Ama cadılığını
iyi öğrenen adamı dışarıya bırakmadığı
için, yalan söyledim.
Anne o zaman
anladı, kavradı Okhai’nin oyunlarını ve sevinerek
adımlarını sıklaştırdı; eve bir
an önce varabilmek için.
Anne ve çocuk
hiçbir yerde oyalanmadan eve geldiler. İyicene dinlendikten
sonra çocuk sordu;
-Okhai’nin
ustalığını öğrenen adam aç kalmaz. Sakın
şaşırma, ben inek, öküz, keçi, at, eşek, katır,
köpek, kedi, fare, tavuk, kaz, serçe, kurbağa, kurt, pire,
çekirge, örümcek, her ne istersen olurum! İstersen keçi olayım
beni sat; yine insan olurum, sana gelirim.
-Nasıl
olur bu? Annesi çok şaşırmıştı.
Çocuk, bir
solukta, büyük bir koyun oldu. Anne, sabahleyin pazara götürüp sattı.
Bir gün sonra koyun kaçtı, yine insan olup annesine döndü.
Annesinin hoşuna gitti ve çocuğunun cadılığına
inandı. Çocuk:
-Şimdi
öküz oluyorum, beni sat!Öküz oldu, annesi sattı. Bir gün sonra
yine evine geldi:
-Şimdi
at oluyorum, ama pazara götürünce gemimi kimseye verme, eve getir
ve sakla.Gem için kim çok para verirse, ben başımı
sallayınca ver! Çocuk, at oldu. Annesi, atı pazara götürdü.
Müşterisi çoktu. Biri ‘ Ben alacağım , ‘ öbürü, ‘
Ben alacağım ‘ diye birbirlerine yol vermiyorlardı.
Hepsi de ‘ Ben alacağım . ‘ diyordu.Anne, ne diyeceğini
bilemiyordu.
O gün, Okhai
bu haberi duydu, başka adamın şekline bürünerek,
pazara gitti. Çocuğun annesi, henüz atı satmamıştı.
Okhai, iki kat bedel ödeyerek atı satın aldı. Okhai
gemi isteyince, anne vermedi. Okhai, gemi için atın bedelini
verdi. At, o zaman bu adamın Okhai olduğunu anladı;çünkü,
başka kimse geme bunca para vermezdi.At başını
sallayınca, annesi gemi verdi. Okhai gemi alarak atın
ağzına geçirdi ve ‘ Elime düştün . ‘ diye sayıkladı.
Ama gem elinden kayar kaymaz; at, güvercin oldu ve uçtu.
Okhai atmacaya
dönüştü, güvercini kovaladı. Güvercin uzaktaki bir köyde
kırmızı giysili bir kız çocuğu görüp, ona
doğru uçtu. Kızın koynuna konup, çiçek oldu. Kız,
çiçeği eline aldı;
‘ Bu nereden
geldi? ‘ diyerek kokladı. Atmaca da kızın önüne oturup,
dilenci oldu:
-Çiçeği
ver de, ne istersen iste benden. Kız vermedi. -Bu, benim çiçeğim,
sana niye vereyim!
Bunu gören
kızın annesi sordu:
-Ne var kızım,
dilenci ne istiyor?
-Çiçeği
istiyor.
-Ver de gitsin,
başından at!
Kız, annesini
dinleyerek çiçeği attı, ama çiçek mısır taneleri
olup, oraya dağıldı. Dilenci hiç zaman geçirmeden
horoz oldu , gagalamaya başladı. Ama, mısır
tanelerinden biri çakal oldu, horozu yuttu.Gitti, gitti. Okhai’nin
yaşadığı yerdeki o büyük taşın yanına
geldi. Çevresine bakıp da kimseyi göremeyince yine insan oldu
ve çağırdı: ‘Okhai ‘Taş yarıldı. Okhai
hiçbir yerde yoktu. Çocuk girip, Okhai’nin kızını
çıkardı ve evine getirdi.Annesi evdeydi. Kayıp çocuğum
eve geldi ve bana gelin getirdi diye çok hoşuna gitti.
Büyük düğün
kuruldu, ben de oradaydım. Yedim içtim; düğün de bitti.
Okhai’inin haberi de.
Lazuri ôaramitepe,
(Tbilisi, 1982)
Kaynak Kitap:
Dil-Tarih-Kültür-Gelenekleriyle LAZLAR
Yazar:
ALİ İHSAN AKSAMAZ
|